AKP’li Binali Yıldırım, NTV canlı yayınında gündeme ait soruları yanıtladı. İBB Lideri Ekrem İmamoğlu’nun Erzurum ziyareti sırasındaki olaylara ait değerlendirmesi sorulan Yıldırım, kelam konusu olay olur olmaz çabucak valiyi ve belediye liderini aradığını belirterek, şunları söyledi:
* Bana söylenen şu: Ekrem Bey’in Erzurum’a esnaf ziyareti için geleceğine dair teşkilatı yazılı bir bilgi veriyor oradaki yetkililere. Gelince esnaf ziyareti yapmaktan vazgeçiyor. Aracın üzerinden miting yapmaya karar veriyor. Buraya kadar da bir şey yok. Yalnız Vilayet Seçim Şurası ve Valiliğin belirlediği miting alanı var. Oraya gitmesini söylüyorlar. ‘Yok’ diyor, ‘Ben Yakutiye’de, burada yapacağım.’ diyor.
* Orada ısrar edince, burası miting alanı değil, yaparsın-yapamazsın derken o etrafta bulunan sokaklardaki beşerler akın akın bu tarafa yürümeye başlıyorlar. Orada gelişen bir şey. Olay bundan ibaret. Türkiye bir hukuk devleti. Hiç kimse hukuktan üstün değildir. Şayet bir kural varsa bu kuralı ihlal etmek, ‘Ben size sorarım’, işte ‘Siz gününüzü göreceksiniz’ üzere hukuka, siyasetçinin ağzına uymayan, tam bir sokak kabadayısı havasında meydan okumalar bu ülkeye ziyan verir. Bunlarla kimse sonuç alamaz.
Taş atıldığının hatırlatılması üzerine Yıldırım, “Doğru bir şey değil. Bunu onaylayamayız fakat olayın iç yüzünü bilemediğim için, oradaki olay nasıl gelişti, o taş atma işi sanki doğal bir reaksiyon midir, evvelden yapılan bir hazırlık mıdır, doğrusu bu, yapılacak soruşturmalarda ortaya çıkacak.” dedi.
Yıldırım, yaşanan olayın dilek edilmeyen bir durum olduğunu tabir ederek, “Ancak sorumluluk sahibi siyasetçilerin de kurallara uyması temeldir. Hani diyelim ki İmamoğlu orada yapmada ısrar etmemişse bu olay da olmayacak. İşin bir de o tarafı var. Orada herkesin yaptığı yerde sen de git yap. Senin ne ayrıcalığın var?” sözlerini kullandı.
“DUYAN VARSA SÖYLESİN”
CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun ”Yüksek Seçim Heyetine güvenmiyorum.” dediğini lisana getiren Yıldırım, “Yani ne gereği var artık? Daha seçim olmamış. Bugün kalkıp bunu söylemek daha yapılmayan seçime gölge düşürmek yahut kaybedeceğini hissettiği için şimdiden altyapı hazırlamak… Bunu çok yanlış buluyorum. Ülkeyi yönetmeye talip olanların bu ve buna misal tabirleri ülkemize ziyan verir, kurumlarımıza ziyan verir, milletimizi mutsuz eder.” diye konuştu.
Yıldırım, Millet İttifakı’nın seçime girdiğini, Kandil’in ise ”Biz Millet İttifakı’nı destekleyeceğiz.” dediğini tabir ederek, “Bugüne kadar HDP’nin PKK terör örgütünü lanetlediğini, reddettiğini, yaptıklarını onaylamadığını söylediğini duyan var mı? Ben duymadım. Duyan varsa söylesin. Nasıl oluyor yani HDP PKK’ya sahip çıkıyor. PKK da ‘Seçimlerde Millet İttifakı adayını destekleyeceğim.’ diye avaz avaz bağırıyor. ‘Bizim terör örgütüyle alakamız yok. Onların takviyesine de muhtaçlığımız yok’. Bunu külahıma anlat. Bunu vatandaş yemez.” biçiminde konuştu.
“HÜDA PAR KİMİ ÖLDÜRMÜŞ?”
Binali Yıldırım, HÜDA PAR ile ilgili soruya da şu karşılığı verdi:
“Bir sefer HÜDA PAR hangi terör faaliyetini yapmış? Kimi öldürmüş? ‘Hizbullah’la alakamız yok.’ diye açıkladılar. Biz niyet okuyuculuğu mu yapıyoruz? Genel lideri çıktı dedi ki ‘Bizim Hizbullah’la alakamız yok’. Bitti. Biz söylenene prestij ederiz. Ne vakte kadar? Aksi ispatlanıncaya kadar. Teröre bulaşmış bir yapıları yok. Söylemlerinde meşakkat olabilir. Lakin biz onların telaffuzlarını kabul etmek zorunda değiliz. Kaldı ki ‘Türkiye’nin üniter yapısına karşı değiliz.’ diyorlar. ‘Bayrağına karşı değiliz.’ diyorlar. Yani ‘Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın belirlediği konulara bizim bir itirazımız yok.’ diyorlar. Hal bu türlü olunca, teröre de bulaşmayınca yani biz ne diyeceğiz? ‘Ya o denli diyorlar ancak bunların başlarının ardında bir şey var.’ O vakit diğer bir şeye gelir iş. Kuşkuyla amel olmaz.”
“TERÖR ÖRGÜTLERİNE ÇIKIP BİR ŞEY DEMİYORLAR”
Millet İttifakı’nı terör örgütlerinin ve onun gerisindeki ülkelerin desteklediği istikametinde bir argümanı bulunduğunu aktaran Yıldırım, şunları lisana getirdi:
* Benim bu argümanıma çok aşırı reaksiyon gösteriyorlar da yani 6 tane ortak var. Çıkıp kendileri bana reaksiyon göstereceğine bu terör örgütlerine bir şey demiyorlar. Bu düşündürücü değil mi? Yani asıl bu kelamları söyleyenlere dönüp demeleri lazım ‘Siz kimsiniz kardeşim? Bizim sizin desteğinize mi muhtaçlığımız var? Bizim seçmenimiz Türkiye’de. Biz Türk milletine güveniyoruz’. Yani her şeyi söylüyor. İçinde milliyetçi, ülkücü, Atatürkçü bedellere sahip Cumhuriyet Halk Partisi var. Yani bütün yapı içerisinde muhafazakar partiler var. 6 tane yani Türkiye’nin bütün siyasi renklerini barındıran partiler çıkıp da bu tehditlere karşı, 14 Mayıs ve sonrasına yönelik tehditlere karşı tek bir söz söylemiyorlar.
Yıldırım, bunun da kendi tezlerini güçlendirdiğini ve desteklediğini söz ederek, “Eğer çıksa yarın HDP, ‘Benim PKK’yla alakam yok. PKK bir terör örgütüdür. 40 bin insanımızın kanına girmiştir. Şehitlerimiz vardır. Sivil, saf insanları 40 yıldır öldürmektedir. Ülkemizin 400 milyar dolar kaynağını yok etmiştir. Ben bu terör örgütünü şiddetle reddediyorum.’ dese ben bütün söylediklerimi geri alacağım. Hiçbir ithamda da bulunmayacağım. Bunu söyleyebilir mi? Söyleyemez zira HDP’nin iradesi yok. Yani seçime kimin gireceğini, aday gösterilip gösterilmeyeceğini, kimlerin aday gösterilmeyeceğini dağ takımları belirliyor.” değerlendirmesinde bulundu. (AA)
Kaynak: Sözcü