Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Anestezi ve Reanimasyon Anabilim Dalı’ndan Dr. Öğr. Üyesi Aylin Nizamoğlu, “Örneğin çok işlek bir otoyolun etrafından topladığınız kuşburnunu kışın şifa olsun diye C vitamini diye tüketiyorsunuz. Ama yüksek oranda kurşun içeriyor ve aslında kurşun zehirlenmesine sebep oluyorsunuz” dedi.
Bitkisel ürünlerin sadece Türkiye’de değil dünyada da çok moda olduğunu söyleyen Dr. Nizamoğlu, “Genç neslin tamamı, bir şekilde daha fit görünmek istiyor. Birincil kullanım alanı zayıflama amaçlı. Diğeri ise kanserli hastalar ki bu alan biraz daha suistimale açık maalesef. Masum diye tüketilen bitkisel ürünlerin bir kısmı aslında kanser ilaçlarının etkinliğini azaltıyor ve siz, fayda görmek istiyorken tedavinizi tehlikeye atmış oluyorsunuz” diye konuştu.
KANDAKİ TROMBOSİT FONKSİYONUNU BOZUYOR
Ülkemizde gözden kaçan en önemli noktalardan birinin de bu ürünlerin ameliyat esnasında yarattığı etkiler olduğunu belirten Dr. Nizamoğlu, şunları söyledi:
-Anestezi alacak ya da ameliyat olacak hastalarda zararı kesin olarak kanıtlanmış birkaç tane bitki var. Yeşil çay, sarımsak gibi çok sık kullanılan bitkiler.
-Bunlar kanama bozuklukları yapıyor. Üstelik bu, normalde her ameliyat öncesi yaptığımız rutin testlerde de kendini belli etmiyor. Bu testleri bozmayacak bir şekilde etki yaratıyor.
-Kanamalardaki en büyük sorun pıhtılaşma molekülü olan trombosit. Biz rutinde sadece bunun kandaki sayısına bakıyoruz. Sarımsak ya da yeşil çay, trombosit sayısını bozmadan, fonksiyonunu bozuyor.
AMELİYAT SIRASINDA ANİ KALP DURMASI YAŞANABİLİYOR
Özellikle karışım şeklinde satılan yaprakgillerden bitkisel ürünlerin, sağlıklı insanlarda dahi ameliyat sırasında kalbi durma noktasına getirebildiğini de belirten Dr. Nizamoğlu, şöyle konuştu:
-Zayıflama çayı diye satılan, içeriği çok da soru işareti olan birtakım karışımlar var. Onlarda çok görüyoruz bunu. Ameliyat sırasında ani ritim bozuklukları ve ani ölümler olabiliyor genç hastalarda bile.
-Bu ürünlerde muhtemelen bir zamanlar FDA tarafından zayıflama ilacı diye çıkarılan sibutramin maddesi, kalbe etkileri nedeniyle piyasadan çekildi. Bitkisel ürün karışımları içinde sibutramini katıştırmaya devam ediyorlar.
-Bu da kalp üzerinde ciddi aritmiler yapıyor. Bize geliyor, sağlıklı, genç bir hasta, hiçbir sorun yok. Ama biz anestezi ilaçlarını normal dozlarda verdiğinizde, birdenbire ani bir şekilde ya ciddi ritim bozuklukları oluyor ya da neredeyse kalbi duruyor.
-Bunu düzeltmek için uyguladığımız ilaçlara da çok geç yanıt alabiliyoruz. Çok genç yaşta, hiç yoktan yere ciddi organ yetmezliklerine sebep olabiliyor.
Aylin Nizamoğlu
BEYİN KANAMASINDAN BAĞIRSAK DELİNMESİNE CİDDİ RİSKLERİ VAR
Bitkisel ürün kullanmanın kendisinin “ameliyat gerektirecek” ciddi tablolara neden olabildiğini de kaydeden Dr. Nizamoğlu, şöyle devam etti:
-Bildirilmiş vakalar da var, çok fazla sarımsak kullandığı için durduk yerde beyin kanaması geçiren vakalar bildirmiş literatürde.
-Ya da bizde de kabızlık için sıkça kullanılan ve zayıflama ürünlerinde de bulunan sinamekinin, bağırsakların kendiliğinden delinmesine yol açtığı görülmüş.
-Sarımsak, normal yemeklerin içinde tükettiğimizde anlamlı bir tehlike oluşturmuyor. Ama faydalıdır diye günde bir baş sarımsağı tablet gibi yutanlar var. İşte o kişilerde 1 hafta 10 gün sonra trombosit fonksiyonları bozulmaya başlıyor.
-Yeşil çayı ise günde 2 fincandan daha fazla tüketmemek gerekiyor. Ama yanında sarımsak ya da başka ürünler kullanılıyorsa, o da işi değiştirir.
-Ayrıca kronik hastalıklar için sürekli kullanılan ilaçlar da söz konusu ise, olası etkileşimler açısından hekime danışmadan bardak bardak ya da başka şekilde bir ürün kullanmamak gerekiyor.
“PAPATYA DİYE SATILANLARIN ÇOĞU TIBBİ PAPATYA DEĞİL”
Yapraklı bitkiler için asıl sorunun, “ürünün gerçekten o bitki olup olmadığını tespit etmenin neredeyse imkansız olması” şeklinde özetleyen Dr. Nizamoğlu, sözlerini şöyle noktaladı:
-Nereden alıyoruz? Gerçekten o bitkiyi mi alıyoruz? O bitkide bir katıştırma ya da bir bozulma var mı?
-Örneğin fitoterapinin önemli duayenlerinden Erdem Yeşilada hocamızın yaptığı bir çalışma gösterdi ki aktarlarda papatya diye satılan bitkilerin yüzde 90’dan fazlası tıbbi papatya değil.
-Yani toplayan da satan da o bitkiyi tanımadan satıyor. Ayrıca yapraklı bitkiler depolarda çuvallarda saklanıyor. Fare gibi zararlılardan korunmak için fare zehri atılabiliyor. O zehir de bitkilere temas edebiliyor.
-Örneğin kiraz sapı çayı tüketiyorsunuz ama kanama etkisi görülüyor; bu da bitkinin kendisinden değil de, zehirden kaynaklanıyor olabilir. Bir diğer büyük sorun ise hastalar ya bu ürünleri ilaçtan saymadıkları için ya da doktorum kızar korkusuyla doktora gittiğinde, bunları kullandığını söylemiyor.
-Özellikle planlanmış ameliyatı olan hastaların, kullandıkları ürünleri doktorlarına mutlaka söylemesi gerekiyor. (DHA)
Kaynak: Sözcü