Ulusal Haberler

“Bize neler oluyor?” dedirten cinayetler 2. bölüm

İstanbul Barosu Avukat Hakları Merkezi Sözcüsü Burak Kahan Kaya, yargının kurucu unsurlarından biri olan savunmayı temsil eden avukata karşı yapılan her saldırının aslında yargının kendisine doğrudan yapılmış bir saldırı olduğunu vurguladı.

7 AYDA 71’İN ÜZERİNDE BAŞVURU

Avukata şiddet sorununun mesleğin en büyük problemlerinden birisi olduğunu belirten Kaya, “Avukatın görevini sağlıklı bir şekilde ifa edebilmesi için uygun koşulların yaratılması gerekmekte ve işlenen suçun yaptırımının ağırlaştırılması ve avukatın korunması gerekmektedir. 1 Kasım 2022 – 23 Haziran 2023 tarihleri arasında İstanbul Barosu Avukat Hakları Merkezine, avukatın mesleğini icrası sırasında ve avukatlık mesleğinden kaynaklanan; görevinin yapılmasının engellenmesi, fiziki müdahale, hakaret ve tehdit edilmesi kapsamında 70’in üzerinde, kollukta ve kolluk personelleri ile yaşanan usulsüzlükler ve engellemeler hakkında 71’in üzerinde başvuru gelmiş olup İstanbul Barosu Avukat Hakları Merkezi’miz tarafından müdahale edilmiştir. Bu başvuru sayıları her geçen gün artmaktadır” dedi.

“YENİ YASAL DÜZENLEMELER GETİRİLMELİ”

Yakın tarihte yaşanan olaylardan örnek veren Kaya, sözlerine şöyle devam etti:

“Toplumsal olayların (1 Mayıs, Cumartesi Anneleri ve benzeri) yanı sıra avukatın müvekkiline hukuki yardımda bulunması polis tarafından şiddet kullanılarak engellenmektedir. Yakın tarihlerde Küçükçekmece Adliyesi’nde ve İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde meslektaşlarımız polis engellemesine ve şiddetine maruz kalmıştır. Büyükçekmece’de ise borçlu tarafından haciz mahalinde silah doğrultmak suretiyle meslektaşlarımız tehdit edilmiş ve şiddete maruz kalmıştır.

Avukata karşı cürüm vasfını taşıyan eylemlerin savcılar tarafından Kamu görevlisine karşı işlenmiş suç kapsamına sokulmaması ve avukata karşı yapılan eylemler içerisinde olanların tutuklanmaması ve yargılamadaki cezasızlık hali avukata karşı şiddet eylemlerini günden güne arttırmaktadır. Sadece mesleklerini icra eden iki meslektaşımız öldürüldü. Caydırıcılığın arttırılması ve avukatların öldürülmemesi için önlem alınması şarttır.

Gelinen noktada avukatlar mesleklerini özgürce ifa edebilmesi mümkün değildir. Her geçen gün yaşanan şiddet hadiseleri had safhaya ulaşmıştır. Yaşam hakkına, vücut bütünlüğüne, kişiliğine ve mesleki kimliğine yönelik saldırılara karşı sürekli savunma halinde olan avukatlar hak müdafasını gerçekleştirmesini zorlaştırmaktadır. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin avukatların özgürce görevlerini ifa edebilmeleri ile savunma hakkı ve hak arama hürriyetinin devamlılığının korunması ve avukatların Yaşam hakkına, vücut bütünlüğüne, kişiliğine ve mesleki kimliğine yönelik saldırılara karşı yapılan saldırılara engel olunması için ivedi bir şekilde yeni yasal düzenlemeler getirmesi gerekmektedir.”

NASIL ÖNÜNE GEÇİLECEK?

Peki bu durumun önüne geçmek için neler yapılmalı? Yasal düzenlemelerin yanı sıra uzmanların iktidarın acilen hayata geçirmesini istediği adımlar var.

Psikiyatri doktoru Akcan’a göre o adımlar şöyle:

“Bir kere mutlaka kamu spotu yapmaları lazım. İkincisi, mutlaka ihbar hattı kurmaları lazım. İnsanlar havaya ateş ediyor ve hayatını kaybedenler oluyor, özellikle o konuda caydırıcı olur. CİMER gibi bir ihbar hattı kurulmalı. Ayrıca iyi bir denetim, eğitim ve referans sistemi olmalı ve silah edinimi zorlaştırılmalı. Cezalar da mutlaka uygulanmalı.”

UZMANLARDAN RUH SAĞLIĞI YASASI ÇAĞRISI

Psikiyatrist Prof. Dr. Arif Verimli ise sosyal medyadan yaptığı çağrıda, “Her ile o ilin nüfusunun oranına göre belirlenecek Yataklı Psikiyatri Hastanesi ve acilen Ruh Sağlığı Yasası istiyoruz” diye seslendi.

Kaynak: Sözcü

Exit mobile version