Ulusal Haberler

“Bize neler oluyor?” dedirten cinayetler

Türkiye her gün; cinayet, silahlı saldırı ve mekan baskını haberleriyle sarsılıyor. Genç, yaşlı, kadın, erkek…

Neredeyse her gün korkunç bir şekilde yitip giden canların acı haberlerini duyuyoruz.

Özellikle büyük şehirlerde artık her yaştan, her meslekten insan tedirgin hale geldi. Uzmanlar, bu durumun en önemli sebebi olarak ise bireysel silahlanmadaki kontrolsüz ve hızlı artışı gösteriyor. Silahlanma da trafik gibi, işsizlik gibi ciddi bir problem. Peki bu sorun nasıl çözülebilir?

Ekonomik kriz, kolluk kuvvetlerine azalan güven, sığınmacı sorunu, silaha erişimin son derece kolay olması… Bunların bir sonucu olarak ülkemizde bireysel silahlanma rekor seviyelere çıktı. Yaklaşık 2 erkekten 1’inde, 3 evden 1’inde silah, 3 aileden 1’inde dramatik bir geçmiş var…

SİLAHLI ŞİDDET OLAYLARINDA PATLAMA

Umut Vakfı’nın verilerine göre 2023 yılının ilk 7 ayında Türkiye genelinde 1938 silahlı şiddet olayı basına yansıdı. Basına yansıyan bu silahlı şiddet olaylarında 1200 kişi öldü, 1960 kişi de yaralandı.

Bu silahlı şiddet olaylarının; uzun namlulu silahlar dahil 1653’ün de silahlar kullanıldı (397’sinde Keleş, uzun namlulu silahlar dahil tüfekler, 1187’sinde tabancalar, 60’ında beylik silahları), 285’inde ise çoğunluğu bıçaklar olmak üzere kesici aletler kullanıldı.

SADECE TEMMUZ AYINDA 25 KADIN ÖLDÜRÜLDÜ

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun verilerine göre ise 2023’ün sadece Temmuz ayında 25 kadın öldürüldü, 9 kadın şüpheli şekilde ölü bulundu…

Öldürülen 25 kadından 6’sı boşanmak istemek, barışmayı reddetmek, evlenmeyi reddetmek, ilişkiyi reddetmek gibi kendi hayatına dair karar almak istemesi bahanesi ile, 1’i failin aldatmasının ortaya çıkması bahanesi ile öldürüldü. 18’inin ise hangi bahaneyle öldürüldüğü tespit edilemedi.

KADINLAR KİMLER TARAFINDAN ÖLDÜRÜLDÜ?

Temmuz ayında öldürülen 25 kadının 8’i evli olduğu erkek, 7’si birlikte olduğu erkek, 3’ü eskiden evli olduğu erkek, 2’si oğlu, 1’i akrabası,  1’i babası, 1’i tanıdığı biri tarafından öldürüldü. 2 kadının, öldüren kişi ile yakınlığı tespit edilemedi. Bu ay kadınların yüzde 32’si evli olduğu erkek tarafından öldürüldü.

Bu ay öldürülen kadınların 16’sı ateşli silahlarla, 5’i kesici aletlerle, 1’i darp edilerek, 3’ü boğularak öldürüldü. Bu ay öldürülen kadınların yüzde 64’ü ateşli silah ile öldürüldü.

“36 MİLYONA YAKIN SİLAH VAR”

Umut Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi psikiyatr Dr. Ayhan Akcan ise bireysel silahlanmadaki kontrolsüz artışa dikkat çekiyor. “Bireysel silahlanma toplumda yaygın” diyen Akcan, “Bu da tabi en ufak bir olayda bile kullanılıyor. Tartışma, husumet, alacak-verecek, özellikle kadına yönelik şiddet, trafikte kullanılıyor. 36 milyona yakın silah var. Yaklaşık 2 erkekten 1’inde silah var. 3 evden 1’inde silah var” bilgisini verdi.

“TOPLUMUN KOLLUK KUVVETLERİNE GÜVENİ YÜZDE 30’LARA İNDİ”

Silahlanmanın toplumda bu kadar yaygın hale gelmesindeki en büyük etkenin, silaha erişimin kolay olması olduğunu dile getiren Akcan, “İnsanlar temel ihtiyaçlarını, barınma ve beslenme gibi, karşıladıktan sonra kendini hemen güvende hissetmek istiyor. Bu toplumun kolluk kuvvetlerine güven duygusuyla ilgili de olabiliyor. En ilkel düşünce, ‘Kendi silahımı alır, kendimi korurum’ düşüncesi” dedi.

Yaklaşık 15 yıl önce yaptıkları bir çalışmada toplumun kolluk kuvvetlerine güveninin yüzde 56 civarında olduğunu, şu anda bu oranın yüzde 30’lara kadar indiğini belirten Akcan, “Bireysel silahlananların yüzde 70’i de ‘Silah alıp can ve mal güvenliğimizi kendimiz sağlayalım, caydırıcı olsun’ mantığında. Ama bu da pratikle örtüşmüyor. Bu tür olayların illiyet bağına baktığınız zaman; yani ölen-öldüren, yaralayan, intihar edenlere baktığımız zaman bunların yüzde 90’ı da tanıdıkları, bildikleri, beraber aynı ortamda yaşadıkları kişiler… Eşi, çocuğu, kardeşi, komşusu… Yani kendi aralarındaki ufak olaylarda kullanılıyor” şeklinde konuştu.

Umut Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi psikiyatr Dr. Ayhan Akcan

“UZLAŞMAYI, HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜNÜ, BERABER YAŞAMAYI ÖĞRENMEMİZ GEREKİYOR”

Bireysel silahlanmadaki kontrolsüz artışın bir nedeni de “kentleşememe sorunu” olarak gösteriliyor… Akcan bu durumu, “Bu bir süreç istiyor. Henüz kentlileşemedik, biraz daha zamana ihtiyacımız var. Uzlaşmayı, hukukun üstünlüğünü, beraber yaşamayı öğrenmemiz gerekiyor. Silahlanma da trafik gibi, işsizlik gibi ciddi bir problem. 3 aileden 1’inde dramatik bir geçmiş var. Artık insanların kentte yaşamasını tehdit ediyor. Bunun mutlaka sosyal bir problem olarak çözülmesi gerekiyor” sözleriyle tanımlıyor.

YARIN: HUKUKÇU VE PSİKİYATRİ UZMANLARI ANLATIYOR

Kaynak: Sözcü

Exit mobile version