88’de Joao Pedro’nun beraberlik golünden sonra bile galip geleceği inancını vermeyen Fenerbahçe, yeniden bir halde golü buldu ve başta Jorge Jesus olmak üzere herkesin maç sonu tahlillerini çöpe attı.
Maç boyunca birbirinden kopuk, oyunu sıkıştıran Başakşehir karşısında bir türlü kilidi açacak anahtarı bulamayan bir Fenerbahçe vardı. Sönük ferdi uğraşlar dışında şampiyonluğa yürüyen bir grup oyunu yoktu. Galatasaray’ın haftalardır rakiplerine sergilediği ezici futbola karşılık, Fenerbahçe’nin daima geriye düşüp son dakikalarda galip gelmesi ve oyun olarak umut vermemesi haklı olarak şampiyonluk için Galatasaray’ın daha ağır bastığı algısını yaratıyor.
Beşiktaş mağlubiyetinin faturası
Ancak aylardır Galatasaray’dan sonra maç yapmak, bilhassa ligin uzunluğu bu kadar kısalmışken başa çıkılması kolay bir baskı değil. Üstelik ne kadar tartışmalı da olsa as kalecin sakat ve bir türlü iyileşemeyen Luan Peres, Michy Batshuayi üzere oyuncuların boşluğunu formsuz oyuncularla doldurmaya çalışıyorsun. Alanya, Karagümrük ve Başakşehir deplasmanlarından 9 puan çıkartan Fenerbahçe, Beşiktaş mağlubiyetinin faturasının ne kadar ağır olduğunu dönem sonu anlayabilir.
Fenerbahçe’de yalancı bahar
Fenerbahçe’nin sırada İstanbulspor, Sivasspor ve Giresunspor maçları var ve Galatasaray’ın, -içerde Karagümrük ve Başakşehir- Beşiktaş deplasmanı dahil kritik üç imtihanı ligin mukadderatını belirleyecek. Fenerbahçe okyanusu geçip derede boğulma konusunda son 5 yılda hayli fazla tecrübeye sahip.
Her ne kadar oyuncuların çaba azmi tavan yapsa da, saha içindeki kalite düzeyinin düşüklüğü ve oyun gücünün zayıf olması bu inanmışlığın üzerindeki gölge olarak kalmaya devam edecek.
Fenerbahçe’deki yalancı bahar havasının gerçeğe dönmesi, büsbütün Galatasaray’ın elinde.
Alican Özcan
Kaynak: Sözcü