Ücretli öğretmenler, yaşadıkları sigorta, taban fiyat altında maaşlar ve takım sorunu nedeniyle bugün Ankara’daki Ulus Meydanı’nda basın açıklaması yaptı. Fiyatlı Öğretmenler Dayanışma Derneği tarafından yapılan açıklamaya, CHP Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya da katıldı.
“MÜCADELEMİZ DAHA YENİ BAŞLIYOR”
Basın açıklamasını, Fiyatlı Öğretmenler Dayanışma Derneği Lideri Levent Atasoy ve dernek yöneticisi Gülcan Akdoğan okudu ve şunları kaydetti:
* “Bizle bugün, artık bir bile geç olmadan atama almak için buradayız, alandayız, sabırla bekledik. Umutla bekledik; bir ay evvel geldik, üç ay evvel geldik, geldik de geldik… Çocuklarımızın rızkı için toplandık, geldik. Seçimden evvel atama diye yeniden geldik.
* Fiyatlı Öğretmenler Dayanışma Derneği ve Bursa Fiyatlı Öğretmenler Dernekleri, Emektar Fiyatlı Öğretmenler Platformu olarak biz bugün burada tekrar toplandık. Sayısız basın açıklamaları ve görüşmeler yaptık. Bahsimiz daima birebirdi, fiyatlı öğretmenlik ismi altında ezildik.
* Bakan hocamız, bir avuç emektarın atamasına karşıymışsınız, KPSS ile atama farklı, biz emektarlar başka. Bizi ve deneyimimizi KPSS ile mi kıyaslıyorsunuz? Hatalısınız… Yıllarca emek verdik, deneyim ile uzmanlaştık.
* Devletimizin pek çok alanda KPSS olmadan alımlarını, devam ettirirken dershane öğretmenleri, taşeron personeller üzere bize gelince mi KPSS puanı istiyorsunuz? Hatalısınız… Mevzuat ile birikmiş deneyim ortasındaki ayrımı siz bizden daha düzgün bilmelisiniz.
* Fiyatlı öğretmenlerin hiçbir özlük hakkı olmadan ucuz personeller üzere çalıştırmak, yarım SGK primi ile emekli olma hayallerini ellerinden almak ve sonrasında haydi, senle işimiz bitti diye ortada bırakmak bizce en büyük kusurdur, vebaldir. Sizin karşı olmanız gereken sistem, işte bu sistemdir Bakan hocamız… Kesemize küsmeyeceğiz, gayretimiz daha yeni başlıyor.
“BİR ÖĞRETMEN TABAN FİYATIN ALTINDA, ÜÇ BEŞ ALTI BİN LİRAYA ÇALIŞIYOR”
* Buradan, alandan bütün toplumun önde gelen her bölümüne sesleniyoruz. Bir öğretmen minimum fiyatın altında, üç beş altı bin liraya çalışıyor. Duyun bizi, duyun. Sendikalara sesleniyoruz, bir öğretmen minimum fiyat altında çalışıyor. Siz buna nasıl müsaade edersiniz, bizler öğretmen değil miyiz?
* Ülkemiz aydın bölümlerine, gazetecilerine, müelliflerine, siyasilerine, her alanın önde bireylerine sesleniyoruz. Bir öğretmen sizi yetiştiren, topluma kazandıra bir öğretmen, hiçbir özlük hakkı olmadan, bu kast sistemi içinde çalıştırılıyor.
* Hassas her bir vatandaşımıza sesleniyoruz, bizler öğretmeniz, emekli olamıyoruz bilmiyor musunuz? Yıllarca köy okullarında, tercih edilmeyen her okulda çalıştık. Ulusal eğitimin emektar, candan neferi olduk. Alanımızda uzmanlaştık, bizler atamaya layık olamadık.
* Bizler deneyim ile piştik. Adeta saf altın üzere parlıyoruz, deneyimimiz bizim kıdemimiz, bizler kıdemliyiz. Buraya alandan kelam almaya geldik, atamayı bizlere verecek misiniz? Kelam istiyoruz, atama istiyoruz.
* Yıllardır sesimizi duyurmak için canla başla uğraştık; şu anda geldiğimiz nokta ise sıfır. Haklarımızı istiyoruz. Özlük haklarımız yok, mağduruz. Hiçbir düzenleme yok, hala taban fiyat altında ve yarım SGK primi ile çalışıyoruz. Ne vakit buna tahlil bulacaksınız? Hangi meslekte bu kaideler var? İsmimiz öğretmen, statümüz yok. Takım yok. Neyiz biz? İsmimiz yok. Eğitim fakültesi mezunuyuz, formasyon sahibiyiz, atamayı emek vererek hak ettik.”
“SANA KELAM ÖĞRETMENİM, SENİN KAYBOLAN HAKLARINI VERMEK BİZİM BOYNUMUZUN BORCU”
Yıldırım Kaya da burada şunları söyledi:
* “Dün sizinleydik, bugün sizinleyiz. Yarın da sizinle olacağız. Biz, sizin ne yaşadığınızı biliyoruz. Mahmut Hocan Ordu’da seçim çalışması yürütüyor. Hocan seni duymaz. Hocanın seni duyabilmesi için seçim meydanlarında annen, ablan, abin, çocuğun, amcan, dayın yakasına yapışmalı siyasetçilerin. 90 bin fiyatlı öğretmen kölelik fiyatı ile yıllarca açlığa mahkûm edildi.
* Bugün siz buraya kelam almaya geldiniz. Sana kelam öğretmenim, senin kaybolan haklarını vermek bizim boynumuzun borcu. Zira siz, alın terinizi istiyorsunuz. Bu çocuğun hakkını istiyorsunuz, bakın bu annemiz bu bayrağa sahip çıkmış.
* Siz cumhuriyete sahip çıkıyorsunuz. Siz, Türkiye’ye sahip çıkıyorsunuz, siz laik, demokratik, çağdaş, bilimsel, kamusal eğitim görsün çocuklarımız diyorsunuz. Siz, zelzelede barınma hakkınız olmadığı halde, otomobilinizin içinde yatıp öğrencinize sahip çıktınız. Bu devlet, size çıkmak zorunda. Size kelam olsun ki 15 Mayıs’ta sizi unutmayacağız.” ANKA
Kaynak: Sözcü