Diyarbakır eski Emniyet Müdürü Ali Gaffar Okkan ile müdafaa polisleri Mehmet Kamalı, Mehmet Sepetçi, Selahattin Baysoy, Atilla Durmuş ve Sabri Kün 24 Ocak 2001’de Şehitlik semtindeki Sezai Karakoç Bulvarı üzerinde uğradığı suikast sonucu şehit edildi.
Hain suikast 17 Ocak 2000’de İstanbul Beykoz’daki Kavacık Villalarında öldürülen Hizbullah önderi Hüseyin Velioğlu’nun mevt yıldönümüne denk getirildi.
Tetikçiler, üzerinde ‘Polis’ yazılı reflektörlü yelekler giyerek ellerindeki uzun namlulu silahlarla akşam karanlığında pusuda beklerken, etrafta toplanan meraklı vatandaşlara da, “Birazdan savcı gelecek, tatbikat yaptıracağız. Bir Hizbullah tetikçisini yakaladık. Burada beklemeyin” dediler.
Ardından şehit müdürün makam aracı ve müdafaa eskortu belirince hain ellerdeki namlular vefat kusmaya başladı.
YAKIN ARADAN TARADILAR
Emniyet Müdürü Ali Gaffar Okkan ile 5 müdafaa polisi olay yerinde şehit olurken, 6 polis de yaralandı. Otopsi raporuna nazaran şehit müdürün baş ve bedeninden 17 mermi çekirdeği çıkarıldı.
Teröristler ‘Sigorta atışı’ denilen kesin sonuç alma hedefiyle şehit müdürün makam aracını çapraz ateşe alıp denetimden çıkmasını sağladıktan sonra, aracın art kapısını açarak yakın aradan Okkan’ı taradı, akabinde da pimi çekilmiş el bombalarını üzerine bıraktı.
Bombaların da patlamasıyla Okkan’ın uzuvları koparken, bedeni şarapnel kesimleriyle paramparça oldu. Olay yerinden 468 adet boş kalaşnikof kovanı toplandı ve bunların 16 farklı silahtan atıldığı kriminal polis labotaruvarınca yapılan incelemeyle belirlendi.
FAİLLERİN 4’Ü MEYYİT ELE GEÇİRİLDİ
Suikastın aydınlatılması, faillerin yakalanması için periyodun İçişleri Bakanı Sadettin Tantan’ın uyumunda Hizbullah uzmanlarından oluşan özel ünite kuruldu. Suikastta şahsen silah kullanan Hasan Sarıağaç Diyarbakır’da, ağabeyi Hüseyin Sarıağaç ile eniştesi Bedri Esmer Elazığ’da, Şafi Demirdağ Batman’da polisle girdikleri çatışmalarda öldürüldü.
Bunlardan Hasan Sarığaç’ta ele geçen kalaşnikof tüfek ve bir adet Takarov marka tabancanın kriminal incelemesinde suikastta kullanıldığı, Okkan’ın bedeninden çıkan mermi çekirdeklerinin şahsen Hasan Sarıağaç’ta ele geçen Takarov silahtan atıldığı tespit edildi. Sarıağaç’ın parmak izleri de makam aracında çıktı.
Elazığ’da barındığı hücre konutuna yapılan baskında Cihan Karadavut, Cevdet Yeşilay ve Ali Şahin isimli polisleri şehit ettikten sonra meyyit ele geçirilen Hüseyin Sarıağaç’ta ele geçen MP-5 otomatik silahın ise Okkan’ın şehit edilen müdafaa polisinden gasp edilen silah olduğu belirlendi.
10’U DA ÖZGÜR KALDI
Suikastın sağ yakalanan 10 faili de kapatılan Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde yargılandı, tümü ağırlaştırılmış müebbet mahpusla cezalandırıldı ve bu cezaları Yargıtay tarafından onanıp katılaştı.
Ancak 24 Haziran 2018’deki genel seçimlerinde HÜDA-PAR’ın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı destekleme kararı alması, devamında 31 Mart 2019’daki lokal seçimlerinde HÜDA-PAR’ın Güneydoğu’da belediye lideri adayı çıkarmayıp AKP’li adayları destekleyeceğini açıklamasıyla, teze nazaran şehit Emniyet Müdürünün katillerine tahliye yolu açıldı.
Bunlardan Servet Yoldaş, Suat Çetin, Şener Dünük, Veysi Ulu, Bedran Salamboğa, Abdulkadir Aktaş, İbrahim Gürceğiz, Mustafa Bozkurt, Recep Dünük ve Mehmet Fidancı ‘yargılamanın yenilenmesi’ ismi altında haklarında başka farklı infaz durdurma kararı verilerek tahliye edildil.
SADECE 16 YIL MAHPUS YATTILAR
Gaffar Okkan 2001 yılında şehit edildiği için 2018 yılında tahliyeleri başlayan tetikçilerin ağırlaştırılmış müebbet mahpusa mahkûm olmalarına karşın yalnızca 16 yıl mahpus yatıp hür kaldıkları belirlendi.
Karara reaksiyon gösteren şehit yakınları, hırsızlık ve gasp cürmü işleyenlerin bile 16 yıldan fazla mahpus yattığını, bir ilin emniyet müdürü ile 5 muhafazasını şehit eden teröristlerin 16 yılda hür kalmalarının hiçbir hukuka, vicdana sığmadığını belirterek, tahliye kararlarına reaksiyon gösterdi.
7’Si 22 YIL GEÇMESİNE KARŞIN YAKALANAMADI
Suikastın faillerinden tetikçiler Haşim Alabalık, Necmettin Ulu, Murat Aktaş, Mehmet Yasin Aydın, Adem Ceylan, Ramazan Kınay ile Naim Altındağ suikastın üzerinden 22 yıl geçmesine karşın hala yakalanamadı.
Kaynak: Sözcü