Ulusal Haberler

Karamollaoğlu’ndan yeni kabine açıklaması: Eğri cetvelden doğru çizgi çıkmaz

Saadet Partisi lideri Temel Karamollaoğlu, partisinin haftalık basın toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

“BAZEN YALANCININ MUMU YATSIDA SÖNMEZ…”

Cumhurbaşkanlığı seçim sonuçlarını değerlendiren Karamollaoğlu şöyle konuştu:

* Tüm zorluklara rağmen, hem Cumhurbaşkanı Adayımız Sayın Kılıçdaroğlu, hem Millet İttifakı’nın liderleri ve teşkilatları samimiyetle ve gayretle çalışmışlardır.

* Elbette eksikliklerimiz vardır, hatalarımız da olmuştur; bunlar da ayrıca gözden geçirilir ve geçiriliyor. Ancak tüm bu süreci ‘seçimi kazanan haklıdır’ anlayışına indirgemek büyük bir haksızlık olur.

* Başarı elde etmek önemlidir; fakat bu başarıyı elde ederken hangi saiklerle hareket ettiğiniz, hangi değerleri referans aldığınız da en az başarının kendisi kadar kıymetli ve önemlidir.

* Bazen yalancının mumu yatsıda sönmez, bazen günlerce yanmaya devam eder. Ancak bu, yalancının başarılı olduğuna işaret etmez!

* İktidar olmak kadar, iktidara nasıl geldiğiniz ve o iktidarı nasıl sürdürdüğünüz de önemlidir. Bazen hırsızlık yapan birisi ömrünün sonuna kadar yakalanmayabilir. Yine bu durum, o hırsızın başarılı bir insan olduğuna değil, olsa olsa “başarılı bir hırsız” olduğuna işaret eder

* O nedenle bizler, ahlaki ve manevi değerlerimizi hiçe sayarak elde edilen hiçbir başarıya talip olmadık, bundan sonra da olmayacağız.

* Bizim inancımızda ve siyaset anlayışımızda; “ne olursa olsun, ne yapıp edip biz kazanalım” mantığına yer yoktur, asla da olamaz!

“KAZANAN KİM, KAYBEDENLER KİMLER?”

Esas kaybedenlerin ahlaki değerlerini ve morallerini kaybedenler olduğunun altını çizen Karamollaoğlu, şunları söyledi:

“Evet, seçim bitti; ancak Sayın Erdoğan’a oy veren yüz binlerce emekli de, Sayın Kılıçdaroğlu’na oy veren asgari ücretli yüz binlerce ailemiz de, bugün hâlâ açlık sınırının altında bir ücretle geçinmeye çalışıyor; o halde kazanan kim, kaybedenler kimler?

TÜİK’in müthiş bir matematik formülüyle %0.04 olarak açıkladığı enflasyon rakamları, sadece bize oy veren vatandaşlarımızın değil, iktidar blokuna ve Sayın Erdoğan’a oy veren vatandaşlarımızın da alın terinin gasp edilmesine vesile edilecek.

Öyleyse, kazananı olmayan bu kısır döngüden, kaybedeni 85 milyon olan bu yersiz tartışmalardan bir an evvel çıkmamız, kurtulmamız gerekiyor. Hiç kimsenin 9 ay sonra yapılacak olan Yerel Seçimlere odaklanarak, bugünü ıskalama lüksü yoktur!”

“EĞRİ CETVELDEN DOĞRU ÇİZGİ ÇIKMAZ”

Karamollaoğlu, yeni kabineyi üyeleriyle ilgili ise şu değerlendirmelerde bulundu:

* Şimdi altını çizerek ifade ediyorum; sadece ‘yeni’ demekle yeni olunmuyor. Yeniliğin sözde değil özde olması lazım, lafta değil icraatta olması lazım.

* Politikalar değişmediği sürece, isimlerin değişmesinin hiçbir anlamı olmaz, olmuyor, nitekim bugüne kadar da olmadı! Önemli olan isimlerin değil politikaların ve zihniyetin değişmesidir.

* Zira özellikle son yıllarda defalarca tecrübe edildi ki, maalesef isimler değişse de yaklaşım değişmiyor, yaklaşım değişmeyince de sonuçlar değişmiyor! Eğri cetvelden doğru çizgi çıkmaz, çıkmıyor!

* Bu nedenle bizim için ne Meclis Başkanı’nın, ne Cumhurbaşkanı Yardımcısının ne de bakanların hiçbirinin dün bizimle aynı çatı altında siyaset yapmış olmaları bir şey ifade etmiyor; bizi bugün ne yaptıkları, nasıl yaptıkları ve yarın ne yapacakları ilgilendiriyor.

* Hiçbirinin kılık kıyafeti, sakalı bıyığı, nereli ve kimlerden olduğu ilgilendirmiyor; bizi hangi adımı atacakları ilgilendiriyor.

*Ekonomi bakanının gözlerinde ışıltı mı parlıyor yoksa şimşek mi çakıyor, biz ona değil; rant ekonomisini mi yoksa üretim ekonomisini mi tercih ettiklerine bakıyoruz.

“İSRAFTAN VAZGEÇECEK; YOLSUZLUĞUN VE RÜŞVETİN KÖKÜNÜ KAZIYACAK MISINIZ?”

Şimdi Soruyoruz:

-İşçinin, memurun, emeklinin hakkını hukukunu koruyacak, alın terinin karşılığını eksiksiz verecek misiniz, vermeyecek misiniz?

-İsraftan vazgeçecek; yolsuzluğun ve rüşvetin kökünü kazıyacak mısınız; yoksa “aynı tas aynı hamam” devam mı edeceksiniz?

-Gücü ve yandaşlığı esas alan adalet politikanız değişecek mi? Bundan sonra ehliyet ve liyakati esas alacak mısınız?

-Bundan sonra dış politikanız değecek mi? Şahsiyetli, dik duruşlu bir dış politika mı izleyeceksiniz, yoksa savrulmaya devam mı edeceksiniz? Mesela, D8’lerin güçlendirilmesi gündeminizde olacak mı?

-Aynı şekilde eğitim politikanız değişecek mi? Niceliği değil niteliği esas alacak mısınız?

-Tarım ve hayvancılığı bir milli güvenlik meselesi gibi değerlendirip, çiftçinin, üreticinin yüzünü güldürecek misiniz? Yoksa görmezden gelmeye devam mı edeceksiniz?

-Ahlaki ve manevi değerlerimizin tahribata uğraması, istismar edilmesi son bulacak mı? Aileyi ve kadını gerçek anlamda koruma altına alacak politikaları hayata geçirecek misiniz?

“KOZMETİK TEDBİRLERE DEĞİL KÖKLÜ DEĞİŞİKLİKLERE İHTİYAÇ VAR”

*Ülke olarak tarihi bir dönemeçteyiz. Böylesi kritik bir dönemde Türkiye’nin ‘kozmetik tedbirlere’ değil köklü değişikliklere ihtiyacı vardır. Aksi takdirde; “Ahmet gitmiş, Mehmet gelmiş” hiçbir kıymeti yoktur.

*Gerçek manada bir vizyon ve üslup değişikliği olmadığı sürece; isim değişiklikleriyle, sadece “Ali’nin külahını Veli’ye giydirmekle” gidişat maalesef değişmeyecek, belki de “kötüden betere” olacaktır.

*Bizler Saadet Partisi olarak, bu minvalde sorumluluklarımızı yerine getirmeye devam edecek, tüm süreçlerin yakından takipçisi olacağız.”

Kaynak: Sözcü

Exit mobile version