Ulusal Haberler

Kimi çocukları için mama kimi torunları için kalacak yer istiyor! Gözyaşlarını tutamadılar

Kahramanmaraş merkezli depremlerin 6. ayında büyük yıkımın yaşandığı Hatay’da incelemelerde bulunan CHP heyeti, Antakya ilçesinde  yurttaşların sorunlarını dinledi.

Heyette, Grup Başkanvekili Burcu Köksal, Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka, Hatay Milletvekilleri Mehmet Güzelmansur, Servet Mullaoğlu ve Nermin Yıldırım Kara, İstanbul Milletvekili Türkan Elçi, Mersin Milletvekili Gülcan Kış, Osmaniye Milletvekili Asu Kaya, Ankara Milletvekili Aliye Timisi Sever, Antalya Milletvekili Aliye Coşar ve Adana Milletvekili Müzeyyen Şevkin yer aldı.

CHP heyetinin ziyaret ettiği çadırkentteki halk sorunlarını anlatırken yetkililere isyan etti. halkın temel sorunları yaz aylarında konteynerde ve çadırda kalmak, gıda, su, hijyen ve sağlık olarak öne çıktı.

Konteynerkentte bir yurtta, yemek yardımının kesildiğini vurgulayarak, “Bebeğime mama almak için ben sosyal medyadan yardım talep ediyorum. Bana sosyal medya üzerinden buraya yardım geldi. Bizim devletimiz, arkasında durduğumuz insanlar varken, bizim buraya kendi halkımız değil devletimizden yardım bekliyorduk” dedi.

“SOSYAL DEVLET SOSYAL MEDYADA”

Yurttaş, erkek duşlarının konteynerkentten kaldırıldığını aktararak, “Çalışan erkek banyosu yok, bayan banyosu da 2-3 tane var. Başka gene yok. Su sıkıntımız bir türlü bitmiyor” diye konuştu. Yurttaş, CHP’li Nazlıaka’nın “Sosyal devlet nerede” sorusuna “Sosyal devlet sosyal medyada” yanıtını verdi.

GÖZYAŞLARINI TUTAMADI

Gelinin çocuklarıyla çadırda kaldığını ve zorlandığını gözyaşları içinde anlatan yurttaş, “Herkese konteyner verildi, benim gelinime verilmedi. Niye, 2 çocuklu? Gidin bakın, nasıl yaşıyorlar. Gidin bakın ne halde yaşıyorlar benim torunlarım” dedi.

“DİLENCİ MİYİZ BİZ?”

Başka bir yurttaş ise devlet yetkililerine tepki göstererek, şunları söyledi:

*Dilenci miyiz biz? Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşıyoruz. Başka ülkeler bizi kıskanıyor, ama iş sadede gelince konteyner vermiyor. 3-4-5 yıl biz konteynerde kalamayız.

*Bize hakkımızı versinler, depreme dayanıklı sağlam evler yapsınlar, tamam mı? Biz konteyner de istemiyoruz artık, 6 aydır millet çadırda pişti ve hastalandı.

*Biz burada enfeksiyon kapıyoruz. Hastası var. Eli, ayağı olmayan insanlar var. Bu ya, sadece gelip dinleniyoruz. Ama ne yapıyorlar, bütün toplanan yardımlar nerede ya? O yardımlarla Türkiye’nin yarısı daha kurulur.

*Devletin hazinesi, devlet nerede? Zehir, zıkkım olsun. Hakkımı da helal etmiyorum ben. Onlar bizden oy isterken, bize vaatte bulunurken, sonuçta bize hiçbir şey yapmadılar. Bize yapacaklar ve mecburlar. Bizim oylarımızı nasıl zorla da iyilikle de kötülükle da aldılarsa, bize yapsınlar.

*Devlet çıktı kürsüye, devlet bize yol yaptı, bize otobüsler getirdi, devlet yaşlı kadına maaş bağladı. Ama devlet 70 yaşındaki çalışan adamı görmüyor. Devlet çöpten yemek toplayan, karton toplayan insanı görmüyor.

“1 YILA KADAR KADIN DOĞUM YAPAMAZ”

*Bize Defne Devlet Hastanesi yapıldı. Ama nasıl yapıldı, size anlatayım. 1 yıla kadar bir kadın doğum yapamaz. Acil rahatsızlığı varsa, gidip tedavi olamaz. Eli, kolu kesildiyse, gidip o ameliyatı yapamaz.

*Bir kadının sağlık sorunu varsa, gidip istediği gibi muayene olamaz. Çünkü 1 yıla kadar, adı üstünde devlet hastanesinde ameliyathane diye hiçbir şey yok.

“AÇ NE DEMEK BİLİYOR MUSUN?”

Başka bir yurttaş da İçişleri Bakanlığı’nın yardım kartı dağıtacağını duyurduğunu ancak kartların dağıtılmadığını vurgulayarak, “Biz açız. Aç, aç. Aç ne demek biliyor musun? Ben bunu 1 yıl boyunca yıkarım, giyerim. Ama çocuklarıma ne getireceğim, akşam düşünüp duruyorum. Sabah da düşünüyorum, öğlen de düşünüyorum. Benim aylığım 7,5 bin lira. Kocam yok, kocam öldü. Çocuklarıma yetiştiremiyorum ben” dedi.

6 AYLIK HAMİLE, 3 AYDIR KONTROLE GİDEMİYOR

Depremden bir gün önce evlenen, şu anda 6 aylık hamile olan ve 3 aydır doktor olmadığı için kontrole gidemediğini belirten bir yurttaş da çocuğunu kaldığı çadırda doğurmak istemediğini söyledi.

Bebeğinin sağlığı hakkında 3 aydır bilgisinin olmadığına dikkat çeken yurttaş, “Çok riskli geçiyor, baygınlık geçiriyorum ara sıra. Tansiyonum düşüyor sıcaktan… Asla büyüyemez burada, yetiştiremem burada. Biz dayanamıyoruz. O küçük çocuk asla dayanamaz” diye konuştu. Evlendikten bir gün sonra evlerinin yıkılmasını ise yurttaş “Tarifi çok zor” diye ifade etti.

DEPREMZEDE YARA BERE İÇİNDE

Çadırkentte depremzedeler, haşereler ve hijyenik olmayan koşullar nedeniyle sık sık hastalandıklarından, haşerelerin sokması sonucu vücutlarında yara oluştuğundan şikayet ettiler.

Bir depremzede, CHP heyetine kaldığı çadırı ve vücudundaki yaraları gösterdi. CHP’li Köksal, “Bu sağlıksız yaşam yüzünden artık depremzedenin sağlığı tehdit altında. Depremden kurtuldu, ama salgın hastalıklardan ama bu sağlıksız yaşam koşullarından kurtulamadı” dedi.

EVLENDİĞİNDE İLK EVİ KONTEYNER OLACAK

Çadırda kalan ve evlenme aşamasında olan genç yurttaş ise tek dileğinin bir konteyner olduğunu ve evlendikten sonra da ilk evinin bu konteyner olacağını anlattı. Yurttaş, ilk evinin konteyner olacağını “Evet, maalesef bu şartlar altında” diye açıkladı.

“SABAHTAN AÇ KALIYORUZ”

Eşi yatalak olan ve gıda yardımı kesildiği için aç kaldığını dile getiren 80 yaşındaki yurttaş da “Yemek bize gelmiyor. Biz sakatız. Bize bir hak tanımak lazım. Sabahtan aç kalıyoruz” derken; yemek için verdikleri dilekçeye de yanıt alamadıklarını söyledi. Başka bir yurttaş ise yaşlı çiftin durumunu “Kaç sefer yarım ekmek döneri eşine verdiğini gördüm” diye anlattı.

“HASTA ACİL KAPISINDA ÖLDÜ”

Hatay Tabip Odası Başkanı Sevdar Yılmaz ise deprem bölgesinde sağlık hizmetinin durma noktasına geldiğini ve kontrolsüz enkaz kaldırma işlemi nedeniyle de yurttaşların kanser riskiyle karşı karşıya olduğunu anlattı.

Yılmaz, ameliyat ve doğumların yapılamaz halde olduğunu dile getirerek, “Anjiyo yapılamadığı için birçok insan kurtarılabilecekken. Biliyorsunuz onlarda saniyeler bile çok önemli. Geçen 41 yaşındaki hastamız, kalp krizi geçirdi ve İskenderun Devlet Hastanesi’nin acilinin girişinde kaybettik hastamızı. Burada anjiyo yapılabiliyor olsa, o kişiyi kurtaracaktık” dedi.

Yılmaz, deprem bölgesinde çalışan hekimlerin sorunlarıyla da ilgilenilmediğini aktararak, buna en basit örnek olarak ek ödemeleri gösterdi. Yılmaz, “Sağlık çalışanlarına, İzmir, İstanbul, Ankara gibi bölgede çalışan hekimlerin aldığı ödemenin 3’te 1’ini yapıyorlar. Bu kadar yıkımın olduğu bölgede, canla başla. Barınacak yeri olmayan hekimlere bile böyle bir de işkence yapıyor buradaki yönetim” diye konuştu. (ANKA)

Kaynak: Sözcü

Exit mobile version