Kartal Belediyesi tarafından bu yıl üçüncüsü düzenlenen Kartal Kitap Fuarı’nın konuğu olan Bilim Akademisi Üyesi ve Yer Bilimci Prof. Dr. Naci Görür, değerli açıklamalarda bulundu.
“EYT’LİLER KADAR OLAMADIK”
Söyleşi boyunca kıymetli noktalara değinen Görür, halkın sahiden kendini yönetenlerden sarsıntıya dirençli yapı talep etmediğini söyleyerek, şu sözleri kullandı:
*EYT’liler kadar olamadık. EYT’liler bile Türkiye’de sesini duyurdu. Daha yeni 70 -80 bin insan öldü.
*Ondan evvel 25-30 insanın vefatına neden olduk ve bu çabucak dün sayılır. Yani 25 senede 100 binden fazla insanımız öldü. Biz daha halk olarak sarsıntıda ölmek istemiyoruz talep etmedik, edemedik.
*Devlet sarsıntıda ayakta kalmalı, kabul. Okullar, itfaiye ayakta kalmalı, kabul. Onlar tamam. Onları yaptınız.
*Peki, halkın oturduğu konutları niçin zelzele dirençli yapmadınız? Bunu bu türlü bir kampanya formunda düzenlemek de yanlışsız değil.
*Can güvenliğini sağlamak için yerleşim alanlarını birinci derecede devlet yapmalıdır. Devletin en kıymetli misyonu, birinci misyonu, insanların can güvenliğini sağlamaktır.
*Onun için bizler burada devletin tesiri, hegemonyası yahut yönetimi altında yaşıyoruz. Vergi veriyoruz, vazife yapıyoruz, askerlik yapıyoruz, çabucak her şeyi ‘vatandaş’ diyoruz.
*Devlet, ulusal ve milletlerarası finans kaynaklarını milletin ardına verecek, devlet şefkatini, sevgisini, gücünü vatandaşı sarmalayarak gösterecek ve mahallî idarelerle el ele kol kola, onunla arbede ederek değil, lokal idarelerle itişerek didişerek değil…
*El birliği ile devlet, gerek idare ve vatandaşlarla bu işi çözeceğiz. Tek tahlili de budur ve çözülür.
“DEPREMİ AFET YAPAN BİZLERİZ”
Depremin bir tabiat olayı olduğunu söyleyen Görür, “Depremi afet yapan bizleriz. Tarihi periyotlardan beri birinci beşerler her nerede fay nesli varsa gidip oraya yerleşmişler. Fatih devrinde birinci beşerler da dahil, bizler de… Bilmeyerek oraya gitmişler onları çekmiş bu fay kuşakları… Neden dünyanın en hoş yerleri sarsıntı kuşaklarıdır? Niçin? Sıcak su oradadır, soğuk su oradadır, yeşillik oradadır. Onun için insanları çekmiş, oraya gitmişler ve sarsıntı hayli ölmüşler.” diye konuştu.
DİRENÇLİ KENTLER İNŞA EDİLMESİ GEREKTİĞİNE DİKKAT ÇEKTİ
Soru-cevap formunda ilerleyen söyleşide Görür, bir kenti zelzeleye hazırlamak için halk, altyapı, yapı stoku, etraf ve ekosistem, iktisat olmak üzere altı adet bileşene konsantre olunmasını belirtti. Bu bileşenlerin her birinin değerini açıklayıcı bilgi ve örneklerle verdi.
Görür, beklenen İstanbul zelzelesi ve tüm öteki sarsıntılar için bu unsurlara kıymet verilmesi ve sarsıntıya dirençli kentler inşa edilmesi gerektiğine dikkat çekti.
“İSTANBUL ZELZELESİNDE DIŞARDAN MÜDAHALE ŞART”
Olası İstanbul zelzelesinde farklı bölgelerden müdahalenin yapılacağına dikkat çeken Görür, şöyle konuştu:
*İstanbul sarsıntısında İstanbul’u kurtaracak olan İstanbul’un kendisi olmayacak. İstanbul zelzelesinde İstanbul’un dışından müdahale gerekecek.
*Yani onun için hükümet sesimizi duyarsa yahut belediyeler… Eminim ki, o türlü planlar da yapmışlardır. Komşu vilayetlerden görece olarak daha ayakta durabilecek vilayetlere sarsıntı için yatırım ve birikimin yapılması lazım. Birincisi bu.
“MAHALLE GÖNÜLLERİ EN SAĞLAM ZELZELEDE MÜDAHALE EDECEK MAHALLÎ GÜÇLER OLMALI”
*Kendi içimizde de elbette ki unutmayın, bir insanı kurtarmak dünyaya bedel. O işin bedeli yok, olağan ki bizim bu ilçedeki afet idare insanlarımız çok can kurtaracaklardır.
*Eminim ondan da hiç kuşkumuz yok. Lakin mahalle gönüllüleri değerli. Sayın liderim da biliyordur onu zati, arkadaşlarla o eğilime girmişler. Mahalle gönülleri en muteber sarsıntıda müdahale edecek mahallî güçler olmalı.
*Yani; bu türlü AFAD’ın genel olarak İstanbul boyutunda ‘Afete müdahale benim işimdir’ demesi yanlış. Bilakis mahalle gönülleri ile bir arada belediyeler kol kola vererek istekli bir halde bunu sağlamaları lazım.
*Çünkü meskeni sağlam olan yahut konutundan canlı çıkan her insan evvel kendi komşusuna yardıma gidecektir. Yani bize birinci gelen komşular olacaktır. Onun için afet gönüllülerini ihmal etmemek gerekir.
Kaynak: Sözcü