Ulusal Haberler

TTB, 4 aylık bilançoyu açıkladı: 1440 vaka tespit edildi

Türk Tabipleri Birliği’nin (TTB) Merkez Konseyi, Pandemi Çalışma ve Aşı Grupları, Halk Sağlığı Kolu adına yapılan ortak açıklamada ölümcül, körlük gibi sakatlıklara neden olabilen, salgınlardan sonra geç dönemde ortaya çıkan kalıcı sağlık sorunlarına yol açan kızamık hastalığının iki doz aşı ile önlenebilen bir hastalık olduğunun altı çizildi. Aşılamadaki eksikliklere dikkat çekildi.

Ortak açıklamayı TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı ve TTB Pandemi Çalışma Grubu üyesi Prof. Dr. Esin Şenol ile TTB Genel Sekreteri Prof. Dr. Vedat Bulut yaptı.

“BİN 440 LABORATUVAR TANISI DOĞRULANDI”

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Avrupa Bölgesi Kızamık ve Kızamıkçık Raporuna göre, son bir yılda Rusya ve Tacikistan’ın ardından üçüncü ülke olan Türkiye’nin verilere dikkat çekilen açıklamada, “Ülkemizde 2023 yılı ilk dört ayında Kızamık ön tanısıyla 2 bin 5 kişi incelenmiş ve bunların bin 440’ında kızamık laboratuvar tanısıyla doğrulanmıştır. Kızamık vakalarının büyük çoğunluğu 1-9 yaş grubundadır. Kızamık nedeniyle 242 kişi hastaneye yatmıştır, bu olgular içerisinde 1-9 yaş çocuklar en yüksektir. İleri yaş kızamık olguların varlığı uzun dönem aşı ile ilgili sorun ile yüz yüze olduğumuzu göstermektedir. Kızamık ön tanısıyla incelenen olgularda aşısız ve eksik aşılılar çoğunluktadır. Özellikle Kızamık komplikasyonları ve ölüm açısından en riskli 5 yaş altında aşılanma durumu açısından vakalar değerlendirildiğinde: 1 yaş altında vakaların neredeyse tümü, 1-4 yaşta ise yarısından fazlası aşısızdır” denildi.

“BAKANLIK SALGININ DUYULMASINI ENGELLEMEYE ÇALIŞIYOR”

Sağlık otoritesinin Kızamık salgınının duyulmasını engelleyecek girişimlerde bulunurken, önlemek için etkin bir rol oynama konusunda alabildiğine isteksiz davrandığına vurgu yapılan açıklamada, son kızamık ölümünün yaşanmasından 13 yıl sonra, günümüzde yeniden ölümlerin başlamasından duyulan kaygı dile getirildi.

Bakanlığın pandemi döneminde daha da görünür hale gelen aşı konusundaki ilgisizliği hatırlatılarak “ Elimizde önleme olanağı var ama memleketin sağlık otoritesi vaka sayılarını gizliyor, gizlediği yetmiyor. Bu konuda konuşan meslektaşlarımızı da türlü yollarla susturmaya çalışıyor. Tereddüdü gidermek mi dediniz, aşı karşıtlarının tehdit ettiklerine dönüp bakmıyor, tehdit edeni serbest bırakıyor” denildi.

“RANTA TERK EDİLMEMİŞ SAĞLIK POLİTİKALARINA İHTİYAÇ VAR”

TTB Açıklamasında ”Her çocuğun aşı ile önlenebilir hastalık riskinden arındırılmış bir ortamda doğma ve büyüme hakkı vardır, ödevlisi devlettir. Acilen ranta terk edilmemiş, sorumluluğu bireye yıkmayan, toplumu yaşama katan sağlık politikalarına ihtiyacımız var” denilerek en kısa sürede alınması gereken önlemler şöyle sıralandı:

* Vaka görülen bölgelerde 6/9 ay – 15 yaş arası tüm çocuklara aşılı olup olmadığına bakılmaksızın mutlaka bir doz aşı yapılmalı.

* Henüz vaka görülmeyen bölgelerde 9 aydan itibaren eksik aşılı çocukların kızamık aşıları tamamlanmalı.

* Özellikle ikinci doz kızamık aşı kapsamının yükseltilmesine yönelik özgün bir program geliştirilmeli.

* İkinci dozun ilkokul birinci sınıftan 48. aya çekilmesi ve sorumluluğunun aile hekimlerine devredilmesi ile performans dışı tutulmasının ortaya çıkarttığı 2,5 milyonu bulan aşısız okul çağı çocuk bir an önce aşılanmalı.

* Tüm döküntülü hastalık yakınmaları kızamık yönünden değerlendirilmeli.

* Hastanelerde kızamık hastalığının yayılmasının önüne geçilmeli.

* Salgın gerçekliğinde yürütülecek aşı kampanyasının bölge tabanlı yapılması zorunludur. Vatandaşın başvurusu ile sınırlı kalınmamalı, sahaya çıkılmalı. Mobil aşı istasyonları ile kısa sürede aşı oranı yükseltilmeli.

* Toplum aşı konusunda bilgilendirilmeli, yanlış/ yanlı haberlerin Sağlık Bakanlığı yetkileri tarafından da üzerine gidilmeli.

* Mülteci-göçmen nüfusa yönelik koruyucu hizmetlere yoğunlaşılmalı, aşısız çocuk bırakılmamalı.

Kaynak: Sözcü

Exit mobile version