Bugün 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı lakin son devirde ‘Türkiye’de çocuk olmak’ denilince dikkat çeken en değerli mevzu, artan çocuk yoksulluğu oldu.
Ülkede süratle artan fakirleşme, yoksulluk içinde büyüyen çocukların oranında da değerli artışlara yol açtı.
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) bilgilerine nazaran Türkiye, çocuklarda yoksulluğun en yüksek olduğu ülkelerden birisi.
Dünyada Kosta Rika’dan sonra çocuk yoksulluğunun en yüksek olduğu ikinci ülke olan Türkiye’de, 100 çocuktan 22’si yoksulluk içinde büyüyor.
Öyle ki, Türkiye’deki yoksulluk oranı yüzde 15 iken çocuklardaki yoksulluk oranı yüzde 22,4.
Toplam nüfusta yoksulluğun en yüksek olduğu 37 ülke içinde 10. sırada yer alan Türkiye, çocuk yoksulluğunda ikinci sırada yer alıyor.
Türkiye’den sonra çocuk yoksulluğunun en yüksek olduğu üçüncü ülke İsrail iken, bu ülkeyi Şili, İspanya, Meksika ve İtalya takip etti.
Çocuklarda yoksulluk oranının en düşük olduğu ülke ise yüzde 2,4 ile Finlandiya olarak öne çıktı.
EN ÇOK MAKARNA VE EKMEKLE BESLENİYORLAR
Türk-İş’in hesaplamasına nazaran, dört kişilik ailenin açlık hududu 2023 Mart’ta 9 bin 590 TL’ye, yoksulluk sonu 31 bin 240 TL’ye yükselmişti.
Birleşik Metal-İş Araştırma Merkezi’nin (BİSAM) yeni hesaplamasına nazaran ise, mart ayında 15-18 yaş bir gencin sağlıklı ve istikrarlı beslenmesi için tüketmesi gereken besinlerin aylık karşılığı 2 bin 743 TL iken, 4-6 yaş ortası bir çocuk için 1.820 TL’ye çıktı.
Her geçen gün daha da artan pahalılık yoksulluk hududunun altında kalan ailelerin sayısını artırırken, istikrarlı ve sağlıklı beslenemeyen çocukların oranını da artırıyor.
Bu durum yakın vakitte Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) bilgilerine de yansımıştı.
TÜİK datalarına nazaran, 6 aylık ve daha üst yaştaki çocuklar en çok ekmek ve makarna üzere karbonhidratlarla besleniyor.
ET YİYEBİLENLER YÜZDE 12,7 İKEN ŞEKER YÜZDE 32,6
Meyveyi her gün tükettiği belirtilen çocukların oranı yüzde 50,5, sebzeyi her gün tükettiği belirtilen çocukların oranı yüzde 33, olurken; et, tavuk yahut balığı her gün tükettiği belirtilen çocukların oranı ise yüzde 12,7 ile hudutlu kaldı.
Fasulye, nohut, mercimek üzere kuru baklagilleri her gün tükettiği belirtilen çocukların oranı ise yüzde 10,9 iken, şeker yahut çikolata üzere tatlıları her gün tükettiği belirtilen çocukların oranı yüzde 32,6, cips ve kraker üzere atıştırmalıkları her gün tükettiği belirtilen çocukların oranı yüzde 21,4, kola yahut şeker içeren başka alkolsüz içecekleri her gün tükettiği belirtilen çocukların oranı ise yüzde 15,1 olmuştu.
ÇOCUK YOKSULLUĞU, ÇOCUK PERSONEL SAYISINI DA ARTIRIYOR
Öte yandan, artan çocuk yoksulluğu çocuk emekçi sayısı ile çocuk iş cinayetlerinin sayısını da artırıyor.
TÜİK datalarına nazaran, bir ekonomik faaliyette çalışan 5-17 yaş kümesindeki çocuk sayısı 720 bin kişi iken, Personel Sıhhati ve İş Güvenliği Meclisi’nin (İSİG) raporuna nazaran, Türkiye’de en az 2 milyon çocuk personel var. Üstelik bu sayı yaz aylarında ise 5 milyona yaklaşıyor.
İSİG Meclisi’nin 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Gününde açıkladığı rapor, 2013’ten bu yana geçen 10 yılda “en az” 616 çocuğun çalışırken hayatını kaybettiğini ortaya koymuştu.
Çocukların yoksulluk, garantisiz personellik, şiddet ve iş cinayetleri cenderesi altında olduğunu belirten İSİG, AKP’nin hayata geçirdiği tarım, sanayi, eğitim ve toplumsal siyasetlerinin her geçen gün daha fazla çocuğun işçileşmesini beraberinde getirdiğini, “çocuk işçilik” yokmuş üzere bir hava verilerek sorunun görünmez kılınmaya çalışıldığını vurgulamıştı.
10 YILDA EN AZ 616 ÇOCUK EMEKÇİ HAYATINI KAYBETTİ
SGK kayıtlarına nazaran; 2013-2021 yıllarını kapsayan 9 yılda 102 çocuk çalışırken hayatını kaybetti.
Bu çocukların 3’ü kız 99’u erkek. 4’ü 14 yaşında, 7’si 15 yaşında, 35’i 16 yaşında ve 56’sı 17 yaşında. Bu devirde toplam 12 bin 577 “iş kazası” sonucu mevt meydana geldi.
İSİG Meclisi ise, 2013’ten bugüne “en az” 616 çocuğun çalışırken hayatını kaybettiğini belirterek ucuz çocuk işgücünü teşvik eden eğitim sistemi siyasetlerine son verilmesi daveti yaptı.
YÜZDE 3’Ü KÖMÜR TAŞIYOR, HASTA BAKIYOR
TÜİK’in 2022’ye ait Türkiye Çocuk Araştırmasının sonuçlarına nazaran, anneleri/temel bakım verenleri tarafından son bir hafta içerisinde konut için alışveriş yaptığı belirtilen 5-17 yaş kümesindeki çocukların oranının yüzde 39,4, bulaşık yıkayan yahut mesken temizleyenlerin oranının yüzde 23,1, yemek pişirenlerin oranının yüzde 17,4, konuttaki başka çocuklara bakanların oranının yüzde 13,1, çamaşır yıkayanların oranının ise yüzde 9,1 olduğu görüldü.
Evde kullanmak için odun/yakacak toplayan yahut kömür taşıyan çocukların oranının yüzde 3,2, yaşlı yahut hasta birine bakanların oranının ise yüzde 2,9 olarak öne çıktı.
YÜZDE 52,5’İ MESKEN İŞİ YAPIYOR
Anneleri/temel bakım verenleri tarafından son bir hafta içerisinde en az bir mesken işi yaptığı belirtilen 5-17 yaş kümesindeki çocukların oranı yüzde 52,5 oldu.
Son bir hafta içerisinde en az bir mesken işi yaptığı belirtilen 5-17 yaş kümesindeki kız çocukların oranı yüzde 55,2 iken birebir yaş kümesindeki erkek çocukların oranı ise yüzde 49,9 oldu.
YÜZDE 40,1’İ MADDİ YETERSİZLİKTEN SİNEMAYA GİDEMEDİ
Anneleri/temel bakım verenleri tarafından son 12 ayda sinema ve/veya tiyatroya gittiği belirtilen 6-17 yaş kümesindeki çocukların oranının yüzde 39,1 olduğu görüldü.
Anneleri/temel bakım verenleri tarafından son 12 ayda sinema ve/veya tiyatroya gitmediği belirtilen 6-17 yaş kümesindeki çocukların yüzde 40,1’inin aileleri tarafından maddi olarak bu aktifliğin karşılanamadığı, yüzde 24,3’ünün yaşadığı yerin yakınında sinemanın/tiyatronun olmadığı, yüzde 21,0’ının sinema yahut tiyatroya ilgi duymadığı, yüzde 6,2’sinin ailesinin vakti olmadığı için götürmediği, yüzde 5,2’sinin pandemi ile ilgili durumlar nedeniyle, yüzde 2,8’inin ailesinin müsaade vermediği için gidemediği görüldü.
Kaynak: Sözcü