Diyarbakır’ın Gaziler semtinde 8 yıl önce sokak ortasında eşi Ömer Yazıcı tarafından bıçaklanan Hediye Yazıcı (35) yaralı kurtulunca kocası hakkında mahkemeden koruma kararı aldırdı.
Ölümden dönen kadının peşini bırakmayan Ömer Yazıcı, Ağır Ceza Mahkemesi’nde “Eşini kasten yaralama” suçundan yargılandı.
HASTANE “AKLİ DENGESİ YERİNDE DEĞİL” DEYİNCE SERBEST BIRAKILDI
Elazığ Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’ne sevk edilen Yazıcı’ya “Akli dengesinin yerinde olmadığına dair rapor verildi. TCK’nın 32. Maddesine göre akıl ve ruh sağlığının işlediği suçun hukuki anlam ve sonuçlarını kavrayabilecek düzeyde olmadığı bildirilince sanık serbest bırakıldı.
BU SEFER ÖLDÜRDÜ
Ömer Yazıcı tedavi olmak yerine eşi Hediye’ye “Boşanırsan seni öldürürüm” diyerek tehditlerini sürdürdü.
Takip ettiği eşi Hediye’yi sokakta kıstıran Ömer Yazıcı, kadının önce boğazını kesti, ardından 9 yerinden bıçaklayarak kaçtı. Yoldan geçen vatandaşlarca ilk müdahalesi yapılan kadının son sözü “Beni kocam bıçakladı, çocuklarım var. Ölmek istemiyorum” dedi, kanaması durmayan kadın yolda hayatını kaybetti.
AYNI HASTANE BU KEZ “AKIL SAĞLIĞI YERİNDEDİR” DEDİ
Bu kez eşini öldürmekten ikinci kez tutuklanan Ömer Yazıcı, Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandı.
Katil zanlısı, “Daha önce de eşimi bıçakladım, akıl sağlığım yerinde değil, beni hastaneye yatırın” dedi.
İkinci kez Elazığ Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesine sevk edilen Ömer Yazıcı’ya daha önce “Akıl ve ruh sağlığı yerinde değil” diye rapor veren hastane bu kez “Akli dengesi yerinde olup, cezai sorumluluğu tamdır” raporu verince sanık ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırıldı.
AYNI KİŞİYE AYNI HASTANEDEN İKİ FARKLI RAPOR OLMAZ
Yargıtay 1. Ceza Dairesi, sanığın eşine karşı cinayet öncesi yaralama suçundan aldığı akıl sağlığı raporu ile ikinci kez öldürme suçundan aldığı akıl sağlığı raporları arasında ciddi çelişki bulunduğunu, üstelik iki raporun da aynı hastane tarafından aynı kişi için verilmiş olması nedeniyle öncelikle bu çelişkinin giderilmesi gerektiğini belirtti.
İSTANBUL ATK’YA SEVK EDİLDİ
Yargıtay verilen mahkûmiyet hükmünün usul ve yasaya aykırı olduğunun altını çizdi. Yargıtay sanığın İstanbul Adli Tıp Kurumuna sevk edilerek Gözlem İhtisas Dairesi mütalaasıyla birlikte 4. İhtisas Kurulu ve Adli Tıp Genel Kurulundan çelişkiyi giderecek şekilde yeniden rapor aldırılması gerektiğine vurgu yaptı.
İstanbul Adli Tıp Kurumuna sevk edilen sanığın, “İşlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayıp algılayamayacağı ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin önemli derecede azalıp azalmadığı” yönündeki inceleme sonucunda akıl sağlığının yerinde olup, cezai sorumluluğunun tam olduğu rapor edildi.
Bu rapor üzerine sanık ikinci kez indirimsiz ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırıldı.
YARGITAY İKİNCİ KEZ BOZDU
Yargıtay sanığa verilen mahkûmiyet kararını ikinci kez akıl sağlığına dikkat çekerek bozdu.
Yargıtay, bu kez de sanığın Elazığ Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinden alınan iki rapor arasında çelişki giderilmesi için İstanbul Adli Tıp Kurumu’na sevk edilerek rapor alındığını, ancak raporda akıl ve ruh sağlığının yerinde olduğu belirtilmiş olsa da, bu raporun Gözlem İhtisas Dairesince alındığını belirtti.
Oysa ilk bozma kararında İstanbul Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu’ndan çelişki giderecek şekilde rapor aldırılması gerektiği belirtilmiş olmasına rağmen sadece gözlem ihtisas dairesi raporuyla yetinilerek mahkûmiyet hükmü kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtti.
ÜÇÜNCÜ KEZ AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET ALDI
Yeniden İstanbul ATK’ya sevk edilen katil zanlısına Genel Kurul kararıyla akıl ve ruh sağlığı yerindedir raporu verildi.
Nihai raporla birlikte üçüncü kez hakim karşısına çıkan Yazıcı, “Çok pişmanım, çocuklarım sahipsiz kaldı. Onlara babalık yapmak istiyorum” dedi.
Mahkeme sanığın boşanma davaları devam eden eşini sokak ortasında bıçaklayarak öldürdüğünü, ATK Genel Kurulu’nun son raporuna göre sanığın cezai sorumluluğunu etkileyecek derecede akıl sağlığı veya şuur kaybı bulunmadığını ifade etti.
Olay günü sanığın takip ettiği eşini sokak ortasında bıçakladığı, kadının yere düşmesinden sonra da bıçaklamaya devam ettiği, olay öncesinde de eşini sürekli dövdüğü için kadının boşanma davası açtığı, sanığın buna daha çok öfkelenip eşini öldürdüğünü belirtti.
Mahkeme sanığın eşine duyduğu öfke, kast yoğunluğu, suç işlemedeki kararlılığı ve etkin pişmanlık göstermeyişi, sabıka kaydına bakıldığında suça eğilimli bir kişiliğe sahip olduğu, kadının üç çocuğunun da bulunduğu göz önüne alındığında hakkında hiçbir taktiri indirim uygulanmasına yer olmadığına kanaat getirdi.
Mahkeme sanığı üçüncü kez kasten eşini öldürmekten ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırdı.
Kaynak: Sözcü
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.