Atanamayan öğretmen çay ocağı açtı… Meslektaşlarını bekliyor…

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Erzurum’da yaşayan 26 yaşındaki Ömer Alper, 2019 yılında Kars Kafkas Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden mezun olduktan sonra formasyon eğitimi ile Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni oldu.

Meslek derslerinde eğitim verme hakkı olan Alper, üç yıldır KPSS’ye girmesine karşın bir türlü atanamadı. Çocukluk hayali olan öğretmenlik mesleğini yapmak isteyen Ömer Alper, sonunda kendi işini kurmaya karar verdi.

Yeni açtığı çay ocağına ‘Atanamayanlar Çay Evi’ ismini verdi. Erzurum’un Yakutiye ilçesine bağlı Mollaoğlu Sokak üzerinde bulunan işyeri, ismiyle dikkat çekiyor.

ÖĞRETMENLİKTEN ÖTEKİ BİR ÇOK İŞ YAPTI

Mesleği dışında birçok farklı bölümde çalıştığını söyleyen Alper, şöyle konuştu:

“Aslında tarih öğretmeni olmak istiyordum. Lakin atamasının daha kolay olduğunu düşünerek ilahiyat fakültesini tercih ettim. Ancak üç yıldır atanamadım.

Zorlu bir süreçti. Daima bunun için uğraşıyordum. En uygunu olmak zorundasınız ki atanabilesiniz. Bu da çok gayret istiyor. Bir sürü şeyden fedakârlık etmek zorunda kalıyor insan. Her şeyden uzak kaldım. Maddi manevi emek harcadım. Bir sene de dershaneye gittim. Lakin olmadı.

Farklı işlerde çalıştım. Asansör işinde çalıştım, garsonluk yaptım, besin kesiminde çalıştım. Çaycılık aklımda olmayan bir işti fakat bir anda oldu. Kendime ilişkin bir iş kurmak istiyordum lakin karar veremiyordum. Burasının kiralık olduğunu görünce iş ciddiye bindi.

İsmini de arkadaş ortamında otururken bulduk. Benim üzere atanamayan birçok arkadaşım var. O esnada da KPSS sürecini, imtihanı konuşuyorduk. Burası atanamayanların yeri olsun dedik. O halde çay konutumuzun ismi de belirlenmiş oldu.”

“ATANAMAYANIN HALİNDEN ATANAMAYAN ANLAR”

Meslektaşlarının çay meskenine gelerek vakit geçirebileceğini lisana getiren Alper, “Burayı biraz daha geliştirip, insanların kitap okuyabileceği, ders de çalışabileceği bir yer haline getirmek istiyorum. Atanamayan meslektaşlarım gelip burada ders çalışabilirler. Birbirleriyle bağlantı kurarak dayanışma halinde olurlar. Tahminen birbirlerine bir yararları dokunur. Zira lakin bizim gibiler birbirimizin ruh halinden anlarız. Bu durum bilhassa ruhsal açıdan uygun gelebilir diye düşünüyorum” diye konuştu.

“BİR YERDEN SONRA HAYATA ATILMAK LAZIM”

Kendisi üzere nişanlısı da atanamayan bir öğretmen olan Alper, “KPSS’ye girmeye devam edeceğim, inat yaptım artık ancak yalnızca imtihana yönelik bir süreç izlemem. Artık sistemli bir işle de ilgilenmem gerekiyor. Bir yerden sonra hayata atılmak lazım. Çevrende de işsiz statüsüne giriyorsun, o halde baskı altında oluyorsun. Bu da insanı bunaltıyor. Mecburen bir saatten sonra kendi işimi kurmak zorunda kaldım. Nişanlıyım şu an. Nişanlım da meslektaşım lakin o da atanamadı, fiyatlı öğretmenlik yapıyor. Atanmış olsaydım daha evvelce evlenmiş olurdum” dedi.

“HER VİLAYETTE ÜNİVERSİTE VAR, HERKES MEZUN OLUYOR”

Her öğretmenler gününde hüzünlendiğini söyleyen Alper, “Öğretmenlik çocukluk hayalimdi. Ben de isterdim artık okulumda, öğrencilerimle olmayı lakin çay evindeyim. Öğretmenler Günü’nde ayrıyeten buruk hissediyorum. Nişanlımın fiyatlı öğretmenlik yaptığı okulda bir aktifliğe gitmiştim. Bir an evvel kalkıp gitmek istedim. Kendimi o ortama ilişkin hissedemedim. Ben de öğretmenim lakin devlete nazaran değilim. Okul çıkışlarında öğrencileri gördükçe ‘ben de orada olmalıydım’ diyorum kendi kendime.

Herkes okumanın kaygısında. Her vilayette üniversite var, herkes bir taraftan mezun oluyor. Çok mezun var. Bizim mezun olduğumuz sene 1800 alım vardı. Mezun olduğum üniversitede 680 kişi mezun oldu. Bu sadece bir üniversite. Okul sayısı muhakkak, öğrenci sayısı muhakkak lakin üniversitelerden mezun olanların sayısında kâfi sınırlama yok” diye konuştu.