News
News
İngiltere’deki Oxford Üniversitesi tarafından yapılan çalışma, mizofoni ismi verilen tekrarlayan seslerin birtakım beşerler için zahmet, öfke ve hatta paniğe neden olabilecek kadar rahatsız edici olabileceğini ortaya koydu.
772 iştirakçinin dahil olduğu çalışmada, gürültü tetikleyicilerine verilen yansılar ve karşılık yoğunluğu değerlendirildi.
Bir kişi olağan nefes alıp verirken stresliyse ve yutkunuyorsa, bu sesler popülasyonun çoğunluğunu rahatsız etmediğinden, bu durumun o bireylerde hastalığa sahip olabileceğini gösterdiğini buldular.
Oxford Üniversitesi deneysel psikoloji kısmından kıdemli araştırma müellifi Dr. Jane Gregory, “İnsanlar beğenilen olmayan bir sesten kurtulamadıkları durumlarda çaresizlik ve kapana kısılmışlık hislerine sahip olabilir.”
“Mizofonisi olan bireyler, bilhassa sevdiklerinin çıkardığı seslere reaksiyon verdiklerinde, bu formda reaksiyon verdikleri için ekseriyetle kendilerini makûs hissederler.” dedi.
“SAVAŞ YA DA KAÇ TEPKİSİ”
Uzmanlar, mizofonisi olan şahısların ekseriyetle seslere karşı bir savaş ya da kaç reaksiyonu yaşadıklarını, bunun da öfkeyi ve kaçma gereksinimini tetikleyebileceğini söylüyor.
Sesler, insanların hışırtısını, sakız çiğnemesini yahut hapşırmasını ve ayrıyeten saatlerin ve otomobil motorlarının tik takları üzere sesleri içerebilir.
37 yaygın gürültü tetikleyicisini ve 25 farklı yansıyı kapsayan çalışma, mizofonisi olmayan bireylerin tipik olarak muhakkak seslerden rahatsız olduklarını buldu. Ancak mizofonisi olan bireylerin yansıları daha ağırdı ve sorun, öfke yahut panik bildirme olasılıkları daha yüksekti.
PLOS One mecmuasında yayınlanan çalışma, mizofoninin insanların yüzde 18,4’ünü değerli ölçüde etkilediğini ortaya koydu. Bununla birlikte, sadece yüzde 2,3’ü bu duruma sahip olduklarını düşündü ve sadece yüzde 13,6’sı bunu duymuştu.
Analiz, mizofoninin erkeklerde ve bayanlarda eşit derecede yaygın olduğunu gösterdi. Durumu olanların ortalama yaşı 43 olarak bulundu.
King’s College London’dan baş muharrir Dr. Silia Vitoratou ise çalışmanın “mizofonili birçok insanın yaşadıklarını tanımlayacak bir ismi olmadığını” gösterdiğini söyledi.
Kaynak: Sözcü
