İlk resmi maçı oynamak kolay değildir. Okan Buruk, dinamik oyunculardan kurduğu hücum bölgesini bence çok iyi kurgulamıştı. Bu bölgede arkası dönük halde iyi top alabilen Zaniolo, Zalgiris defansını zorladı. Yunus’un şutunun direkten dönmesi, Barış’ın net fırsatı kaçırması, Galatasaray adına talihsizlik oldu.
Maçın zaman zaman gitgele dönmesi, futbolun olumlu tarafını yansıtmaya çalışan Galatasaray’ın kusuru olarak ön plana çıktı. İlk devre önce Boey, 30’uncu dakikadan sonra da Angelino hücuma iyi çıktılar.
Böyle maçlarda golü erken bulursanız rakip dağılır. Atamazsanız moral kazanır, direnci yükselir. Oyun içinde zaman zaman olan dalgalanmalar Zalgiris’i oyunda tuttu.
Gelelim basit hata işine… Rakipten ne kadar klas olursanız olun, beklenmedik top kayıpları, adam kaçırma, defansta az adamla yakalanma gibi hatalar fazla değildi ama yine de rahatsız ediciydi. Mesela, Nelsson’un düşmesi, savunmada dengesiz yakalanma, ardından Oyewusi ile Zalgiris’in öne geçmesi, ev sahibinin istediği senaryoydu.
Galatasaray, rakip sahada baskı yaparken Zalgiris, çift katlı otobüsü kendi ceza sahası önüne park etti ve çabuk atak arayışına başladı. Abdülkerim, forvetlerin yapamadığını gerçekleştirdi ve tam zamanında kafayı vurdu.
Sezon başında böyle bir maçı kaybetmek, rövanşta tarif edilemez sıkıntılara dönüşebilirdi. Mertens, önemli işler yaptı. Zalgiris savunmasını sarstı. Halil, attığı golle fişi çekti demek isterdim ama iyi savunma yapamazsan golü yersin ve üzülürsün.
Kaynak: Sözcü
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.