MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuştu. Bahçeli, İsveç’te Kuran’ın yakılmasına tepki göstererek, “Yakan kendini yakmış, cehennemin dibini boylamıştır” diye konuştu.
Bahçeli’nin açıklamalarından satır başları:
-İslamiyet, cihadı emrederken haksız bir savaşı desteklemekten uzaktır. 9 asır boyunca doğu batı arasındaki diyaloğu dini ve kültürel değerler tayin etmiştir.
-Batı’da Müslüman denilince akla ilk gelen Türk’ler olmuştur. Allah tektir, ordusu da Türk’tür. Sistematik şekilde ilerletilen islamofobi insani şartlarla bağdaşmadığı gibi insanlığı tehdit etmektedir.
“NAMERTLİK VE SOYSUZLUKTUR”
-Kuranı kerimin yakılması insanlık değerlerine ihanettir. Namertlik ve soysuzluktur. Bu provokasyonu Irak asıllı provokatörün tek başına yaptığını düşünmek akıllara uzaktır. Sıcak gelişmelerin olduğu dönemde gerçekleşmesi her yönüyle kuşku vericidir.
-İnanç özgürlüğü olarak değerlendirilemez. Kuranı kerim bir kağıt parçası değil, Allah’ın yer yüzüne indirilmiş nurudur. Tüm dünya ateşe verilse bile ilahi hükümlerin tutuşması mümkün değildir.
-Kuran yakan cehennemin dibini boylamıştır. Türk milleti her zaman inanç ve insan haklarına riayet etmiştir. İsveç’te hassasiyetlerimizi kanatan, tahammülsüzlükleri lanetliyor, kitabımıza uzanan mundar ellerin yeri geldiğinde kırılacağına yürekten inanıyorum.
-MHP, insanlığın huzuru projesini hazırlamıştır. Sadece Türk insanı ile değil tüm insanlık ile paylaşma duyarlılığını göstermiştir. Huzur, insanın iç alemi ile dış alemi arasındaki tutarlı denge noktasını işaret etmektedir.
YANARDAĞ’I HEDEF ALDI
-Siyasi partiler demokratik hayatın vazgeçilmez unsurlarıdır. İşleyişi Anayasa’da belirtilen esaslara aykırı olamaz. 69. madde de bu esasları içerir. Aykırılık halinde temelli kapatma hükmüne yer verilmiştir.
-Türk siyasetinde faal halinde olan her partinin birinci kaynağı Türk milletidir. Her parti Türkiye partisi olmak zorundadır. Suç ve suçluyu övmek hukukun konusudur.
-Milletin hak ve çıkarlarını gözetmeyen, devletin egemenliğini gözetmeyen, terör örgütlerinin kullanımına girmekten gocunmayan partilere demokrasilerde yer olmamalı. Ülke sınırları içinde milli manevi noktada buluşmak siyasi namus görevidir.
-Mehmetçik’e kurşun sıkanları aklamak suçtur. Bebek katilini övmek, filozof mertebesine çıkarmak suçtur.
-Bu suça montaj diyerek destek çıkmak katmerli suçtur. Anayasa mahkemesi, Kandil’in düzmece mahkemesi, zilletin mahkemesi değildir. Adalet suçluyu aklama gayesi güderse, ihaneti biberonla beslerse orada adalet batmış demektir.
-Devlet giderse vatan batmış olacaktır. Partilerin katılsak da katılmasak da Türkiye’nin sınırları içinde her söz ve eylemine saygımız olacaktır.
-Dış teşnesine selam vermek, çıkar çevrelerinin oyuncağı haline gelmek hiçbir şey katmayacaktır. Mesele ne kadar oy aldığımız meselesi değil, mesele vatandır.
WAGNER KRİZİ
-Rusya’dan Fransa’ya İsveç’ten Belçika’ya kadar karmaşık gelişmelere şahit oluyoruz. Rusya’da Wagner’in başını çektiği silahlı kalkışma uzlaşma ile sonuçlanmıştır.
-İki taraflı oynanan Rus ruleti tansiyonu yükseltmiş nihayetinde eller tetikten çekilmiştir. Her ülkenin huzur içinde var oluşu temel tezimizdir. Türkiye, Rusya’nın içine düştüğü girdap karşısında soğukkanlı davranmıştır.
FRANSA’DAKİ PROTESTOLAR…
-Fransa’da bir gencin polis tarafından vurularak öldürülmesi protestolara yol açmıştır. Sokaklar karışmıştır.
-Dünyanın acilen çözülmesi gereken göç sorunu aslında Fransa’nın içine düştüğü krizin ana yatağı olmuştur. Fransa sömürgeci politikasıyla yüzleşmelidir.
“TÜRKİYE FRANSA’YA BENZEMEZ”
-Türkiye Fransa’ya benzemez. Herkes aklını başına alsın, kimseye göz açtırmayız. Devlet ve vatan üstünde kazı yaptırmayız. Göç konusu insanlık sorunudur.
Kaynak: Sözcü