Eğitim beka sorunumuz oldu, yeni sistem şart!
136 okunma

Eğitim beka sorunumuz oldu, yeni sistem şart!

ABONE OL
24 Haziran 2023 05:54
Eğitim beka sorunumuz oldu, yeni sistem şart!
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Ülkemizde yabancı dille eğitim verilen yüzlerce misyoner okulu vardı. Atatürk’ün, 96 yıl önce “Milletimizin evlatları yabancı ülkelerin okullarına muhtaç edilmesin. Maddi olanağı olmayan çocuklara destek verilsin” emri üzerine Türk Maarif Cemiyeti, bugünkü adıyla Türk Eğitim Derneği (TED) kuruldu. Bugün 36 il’de 45 okulu, bir üniversitesi var. 40 binin üzerinde öğrenciye burs verildi. TED Genel Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu, “Eğitim meselesi beka meselesidir” diyor,  21. Yüzyılda iktisadi önderliğin ülkelerin nitelikli eğitimiyle bire bir orantılı olduğunu belirtiyor. TED’in araştırma kuruluşu, eğitimle ilgili 6 sorun belirledi, bunların çözümlerini de ortaya koydu. TED Genel Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu, “Yeni bir eğitim anlayışı şart” dedi, sorunları ve çözümlerini SÖZCÜ’ye şöyle açıkladı:

TED Genel Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu, SÖZCÜ Medya Grubu Ankara Temsilcisi Saygı Öztürk’ün sorularını yanıtladı.

ZİHİNSEL SOYKIRIM

1-Ezberci eğitime son: Ezbere dayalı eğitim sistemi, zihinsel soykırımdır. Biz öğrencilerimizin kafasına bilgi tıkıyoruz. 1-8. sınıfta müfredatın yüzde 74’ü anlama, yüzde 26’sı analiz. Dolayısıyla öğrenciye Türkçemizi, eleştirel düşünceyi ve üst basamakları öğretemiyoruz. Finlandiya örneğinde olduğu gibi daha az ama içeriği derinlemesine sisteme geçmeliyiz. İşte bunun için müfredat değişmeli.

11. SINIFTA DİPLOMA DÖNEMİ

2- Meslek liseliye 11. sınıfta diploma: Türkiye’de mesleki eğitim anlayışı, genç işsizliği öteleyen değil, engelleyen bir anlayışa sahip. Meslek lisesi mezunlarının en fazla yüzde 10’u kendi alanlarında devam ediyor. Devlet, Organize Sanayi Bölgelerine (OSB) teşvik veriyor. Doğru bir şey ama bakıyoruz meslek eğitim merkezlerinde öğrenciler, en fazla saç bakımı ve güzellik ile ilgili bölümlere devam ediyor.

Bunun çözümü şöyle olmalı: Yükseköğretime devam etmek istemeyen ve liseden sonra istihdama katılmak isteyen meslek lisesi öğrencilerine 11. sınıfın sonunda diploma verilmeli. Meslek yüksekokullarına geçişte kendi alanıyla ilişkili bir bölümde devam etmek isteyen öğrencilere, okul başarı puanlarına göre sınavsız geçiş hakkı tanınmalı. Öğrencilerin haftada 4 iş gününü işletmede geçirmesi sağlanmalı. Mesleki eğitim mezunlarını kendi alanlarında çalışmaya teşvik edecek bir ücret düzenlemesi yapılmalıdır. Kendi alanında istihdam edilen mesleki eğitim belirlenmelidir.

MÜLAKAT FARKLI OLSUN

3- Öğretmenlik sınavı kaldırılmalı: Öğretmen yetiştirme süreci ile ilgili alınan kararlar ‘Nitelikli öğretmen’ hedefi ile uyuşmuyor. Pedagojik formasyonla, seçmeli derslerle öğretmen olabilmenin yolunu kolaylaştıran ve nitelik kaygısı taşımayan uygulamalar, atama bekleyen öğretmen adayı sayısını artırarak her geçen gün derinleşen bir arz-talep uçurumu meydana getiriyor. Öğretmenler için Kamu Personeli Seçme Sınavı (KPSS) hemen kaldırılmalı. Üniversiteyi bitirmiş kişiye bir kariyer mesleğine geçiş sürecinde genel kültür sorusu sorulamaz. KPSS’den dolayı eğitim fakültelerinin son iki yılı öğretmenlikle değil, diploma sahibi, meslek sahibi yapmak, sınava hazırlanmakla geçiyor. Sadece alan bilgisi sınavı yapılmalı. Torpili engellemenin yolu, mülakatı kaldırmak değil, kayıt altına alınmış, siyasal görüşlere göre ayrıştırılmamış bilimsel mülakat yapmaktır. Öğretmenlik mesleğine girecek kişilerin çoklu psikososyal mülakatlardan geçirilmesi gerekir. Öğretmen yetiştiren programların kontenjanları Milli Eğitim Bakanlığı’nın öğretmen ihtiyacı projeksiyonu ile uyumlu bir şekilde sınırlandırılmalı.

LİSE 4’TE SINAV HAZIRLIĞI

4- Okul dışı sınav baronları: Öğretmenlerin hakları en üst seviyede verilip, sorumlulukları da tanımlanmalıdır. Çünkü, yoksul ve orta gelirli ailelerin evlatlarının ekonomik yükselmesinin tek yolu eğitimden geçiyor. Okulun kıymetsizleştirildiği, öğrencilerin okul dışı sınav baronlarına teslim edildiği bir sistem ülkenin felaketidir. Bunu engellemek için Liselere Giriş Sınavı (LGS) eski sisteme dönülerek ders notu yüksek öğrencilerin okul içi sıralamasına göre yüzde 20’sinin gireceği bir sınava dönüştürülmeli. Lise 3’de diploması verilerek 4 yıllık üniversite okumak isteyen öğrenciler, lise 4’ncü sınıfta okulunda üniversite sınavına hazırlanmalı.

ÜLKENİN FELAKETİ OLUR

5- Üniversite mezunlarından yüzde 28’i işsiz: Sınav, eğitim sistemine hizmet edeceğine, eğitim sistemi sınava hizmet eder hale geldiği için açık lise öğrenci sayısı her yıl büyük oranda artıyor ve en büyük lise türüne dönüşüyor. Kurs ve dershaneler kapatılmalı, öğrenciler gelecekleri için hizmeti okulda almalı. Okulun kıymetsizleştiği, öğrencilerin okul dışı kaynaklara mahkum edildiği bir sistem ülkenin felaketidir. ‘Okuyoruz da ne oluyor?’ Diploma sahibi yapmak meslek kazandırmak değil. Batı ülkelerinde üniversite mezunlarının diğer kademe mezunlarına göre ekonomik getirisi çok daha yüksekken TÜİK rakamlarına göre ülkemizde yükseköğretim mezunu genç işsizlerin oranı yüzde 28, okuma yazma bilmeyen gençlerin işsizlik oranı yüzde 15’dir. Süratle yüksek öğretim sisteminin katı ve merkeziyetçi yapılaşması terk edilmeli, YÖK uyum ve koordinasyon merkezi olarak yapılandırılmalı. Özerklik, hesap verebilmek düzeyleriyle uyumlu olarak tasarlanmalı. Özerklik milletin parasını almak değil, hesap da vereceksiniz.

Kahramanmaraş merkezli 10 ili etkileyen depremde eğitim uzun süre aksadı. Öğrencilerin büyük bölümü bu dönemi konteyner okullarda tamamladı.

AFETLERDE OKULU KAPATMAK ÇÖZÜM DEĞİL

6- Krizde ilk kapanan yerler okullar olmasın: Dünyada yeni bir kavram, krizlere dayalı eğitimdir. Krizler ve afetler bakımından yüksek riskli ülke olduğumuzu yok saymaktan vazgeçmemeliyiz. Türkiye, ‘Küresel Risk Endeksi’nde 191 ülke arasında 45’inci sırada yer alan riskli ülkelerden biridir. Türkiye’de afetlerin önlenebilir sonuçlarının tekrar tekrar yaşanması, geçmişten dersler çıkarmada başarısız bir toplum olduğumuzu gösteriyor. Afetlerde çözüm, okulları kapatmak değil, eğitim süreçlerinin devamlılığını sağlamaktır. Ana okulundan başlayarak neslin kriz ve afetlerden etkilenmeyecek kazanımlara kavuşturulması gerekir. Aksi takdirde etkilenen kuşaklar bir ülkenin geleceğinde büyük sorunlar doğurur. Örneğin:1999 Marmara depreminden üç yıl sonra yapılan araştırmaya göre etkilenen çocukların yüzde 31.4’ünün orta, yüzde 24.2’sinin yüksek, yüzde 3.8’inin ise çok yüksek seviyede travma sonrası stres bozukluğu yaşadığı ortaya çıktı. Okullar, herhangi bir toplumsal ya da bölgesel kriz durumunda ilk sırada kapanan yerler değil, her türlü felaket durumunda kapıları herkese açık olan, kapsayıcı ve toplumun acil ihtiyaçlarını karşılayan mekanlar olarak yeniden yapılandırılmalıdır.

Kaynak: Sözcü

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP

SON DAKİKA HABERLERİ