Çok garip bir birinci yarıydı. Basel yalnızca iki şut teşebbüsünde bulunmuştu. Biri gol oldu. Abdullah Avcı’nın misyon yaptığı birçok ekip bırakın bu türlü gol yemeyi, durum bile vermezdi rakiplerine birçok zaman… Bu dönem bu türlü gitmiyor.
Savunmanın önde olması, Amdouni’nin işine yaradı, golü attı. Bir deplasmana nazaran topa sahip olma ve konum bulma üstünlüğü Trabzonspor’daydı.
Böyle maçlarda, mesela penaltıyı kaçırmayacaksın. Bakasetas üzdü. Basel moral depoladı. Son Dünya Kupası’nın formsuz hakemi Lahoz dün gece Basel için göstermediği sarı kartlarda neyi düşündü anlamadım. 2011 yılından bu yana FIFA kokartı taşıyan İspanyol, çöküş devrine girmiş üzereydi.
Kontrol yeniden Trabzonspor’un elindeydi. Maxi Gomez ve Denswil’in durumlarında VAR mahzuru beni endişelendirdi. Zira moral motivasyon kaybolabilirdi. Basel stratejik olarak beklemeyi ve sert futbolu tercih etmişti. Diğer çıkar yolları yok.
Bu gruba elenmek tam bir kabus dedim kendi kendime… Bu kadar kaçırırsan, bunun bedelini ödersin. Zeqiri ile 2-0’ı yakalayan Basel, bence, altın madeni buldu. Bu maçta gol atamamak acayip bir şey…
Ve elenmek… Bunu hiç kabul edemiyorum. Şapkalar masaya… Zira düşünme zamanı…