Bütün hafta şampiyonluk kutlayan Galatasaraylı futbolcular, yalnızca 1 idman yaparak Fenerbahçe derbisine hazırlandı. Lakin 90 dakikaya baktığınızda, güya Fenerbahçe hiç idman yapmamış da o denli alana çıkmış gibiydi…
Enner Valencia’nın tek başına debelenmesi dışında alanda varlık gösteren 1 kişi bile yoktu. Şampiyonluğu kaybettiğin rakibine karşı, deplasmanda alınacak galibiyet en azından teselli olabilirdi. Daha da kıymetlisi, ligi ikinci bitirebilmek ismine kritik bir maçtı. Lakin Fenerbahçeli futbolcular, şaşkın ördek misali alanda dolanıp durdu. Fenerbahçeliler, skorun 3-0 olmasına duacı hale geldi.
GDO’lu Fenerbahçe
İki ekip ortasındaki kalite farkının bariz halde ortaya çıkması bir yana, Fenerbahçe’nin derbilerde bu kadar aciz kalması akıl alır üzere değil. Hiçbir derbiyi kazanamamak, iki maçta Galatasaray’a tek bir isabetli şut bile atamamak, 32 yıl sonra hem içeride hem de dışarıda Galatasaray’a yenilmiş olmak, ezeli rakiplere karşı üstün olunan bütün serilerin bitmesi…
Artık saha dışı etkenleri mazeret edip işin içinden sıyrılmak da bu tabloyu kurtarmıyor. Son 5 yılda, karşımızda genetiği değiştirilmiş bir Fenerbahçe var.
Ali Koç haklıymış, anlayamadık!
Ali Koç öncesinde de Fenerbahçe’nin şampiyonluk hasreti vardı. Yeniden de rakiplerine karşı bu kadar ezilen ve aciz kalan bir Fenerbahçe yoktu.
Yıldız diye alınan balon futbolcular, altı boş vaatler ve büsbütün devre dışı kalmış bir idare sistemiyle karşı karşıyayız. Ali Koç’un “Siz benim hayalimdeki Fenerbahçe’yi anlayamamışsınız” kelamıyla çıkılan yolda, Fenerbahçe’nin bütün kazanımları yerle bir edildi. Lider haklıymış. Sahiden bu Fener’i anlayamadık!
Nereye kadar?
Koç başkanlığındaki 5 yılda sayısız futbolcu, her sene bir teknik yönetici geldi. Hepsi başarısızdı, değişti. Lakin bu başarısızlıkların altına imza atan bireyler sorumluluk üstlenmekten kaçıyor.
Peki nereye kadar?
Koskoca Fenerbahçe’de bu durumu değiştirecek, elini taşın altına koyacak bir kişi bile yok mu?
Kaynak: Sözcü