Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinin üzerinden neredeyse 6 ay geçti. Ancak yıkımın ve can kaybının merkez üssü olduğu Hatay’da bu zamana rağmen insancıl yaşam koşulları sağlanabilmiş değil.
İlde su eksikliği problemlerin en başında geliyor. Alt yapının zarar görmesi sebebiyle suya ulaşmakta zorlanan depremzedeler, hayırseverlerin bağışladığı sulara erişip bir koli su alabilmek için yaz sıcağında sıraya giriyor.
“SESİMİZİ DUYAN YOK”
Antakya’ya bağlı Odabaşı Mahallesi’ndeki bir su dağıtımındaki sıraya giren ve yaşananlardan şikayet eden Hataylı bir depremzede; “Su, gıda, hijyen sorunları yaşıyoruz. Sağ olsun hayırseverler bize su desteği sağlıyor. Toz dumandan dışarı çıkamıyoruz. Diyecek çok şey var ama sesimizi duyan yok” dedi.
Dağıtımdaki bir diğer depremzede de “Bir koli su için bu kadar millet buraya toplanıyorsa bu her şeyi izah ediyor diye düşünüyorum. Herkesi gözlemlediniz. Kıyasladınız, bu su bu kadar insana yeter mi?” diyerek dağıtımın da yetersiz kaldığını ifade etti.
“HALA SIRADAYIZ, HİÇBİR ŞEY DEĞİŞMEMİŞ”
Bir başka depremzede, depremin ardından mecburen şehir değiştirmek zorunda kaldığını, ancak döndüğünde yine şehirde kuyruklar gördüğünü söyleyerek şehirde ihtiyaç durumunun değişmemiş olduğunu ifade etti. Depremzede; “Onuncu günden sonra Denizli’ye gittik. Orası çok güzeldi ancak dönmeyi tercih ettik. Daha birinci günümdeyim ve şuraya bakın. Hala sıradayız, hiçbir şey değişmemiş” ifadelerini kullandı.
“ÖLENLER İÇİN İYİ Kİ ÖLDÜLER DİYORUZ”
Yaşananlar için çile diyen diğer depremzede yetkililere seslendiği açıklamasında; “Bu çileyi herkesin görmesini istiyoruz. Depremden sonra sadece 3 ay gördüler bizi. Daha sonra görmediler. Herkesin Hatay’ı özellikle Antakya’yı görmelerini rica ediyoruz. Yardımlarını kesmemelerini istiyoruz. Ölenler için iyi ki öldüler diyoruz. Keşke biz de ölseydik. Onlar bir kere öldüler, biz her gün ölüyoruz. Bize böyle bir şey oldu” dedi.
“TOPLANAN PARALARDAN HİÇBİR ŞEY GÖRMEDİK”
Günlerin kuyrukta bekleyerek geçtiğini söyleyen Antakyalı depremzede, yardım için toplanan paraları hatırlatarak; “Hatay bu… Çözüm mü bu? Gelen yardımlar ne oldu? Toplanan paralardan hiçbir şey görmedik. Bir şişe su için kuyruğa giriyoruz. Bugün iyi değil buna rağmen bunlar iyi günlerimiz. Yarın ne olacak belli değil” diye tepki gösterdi.
“HALİMİZE AĞLANIR”
Başka bir depremzede de omzuna aldığı bir koli suyla “Yaşadığımız şey yok acı. Halimize ağlanır. Susuzluk çekiyoruz. Büyük bir destek lazım özellikle Antakya halkına… Bunlar anlatılmaz yaşanır” dedi.
“EVE GİDİNCE BANYO YAPMANIN NE KADAR KIYMETLİ OLDUĞUNU ANLADIK”
Bir diğer depremzede evinde yaşamayı özlediğini söyleyerek; “Bu olmamalıydı. Suya muhtaç kaldık. Duş alamıyoruz. Akşam eve gidince banyo yapmanın ne kadar kıymetli olduğunu anladık burada. Temizlik yok, sinekler haşereler kol geziyor. Pis kokular devam ediyor. Günler karanlık geçiyor. Bizim için aydınlık görünmüyor. Umudumuz var ama böyle kuyruklar oldukça da umudumuz geriliyor. Hatay kendi başına kaldı, böyle olmaması gerekiyordu” yorumunu yaptı.
“BİZE BAKMAK ZORUNDASINIZ”
Yetkililerin seslerini duymadığını söyleyen mahalle sakini bir depremzede; “Bize bakmak zorundasınız. Çünkü yokluk içinde yaşıyoruz. Çadırlardan bıktı artık. Suya çok ihtiyacımız var. Buraya su almak için 7 kilometre yol geldim” dedi.
“BU İNSANLARIN GÜNAHI ONLARIN ÜZERİNDE OLSUN İNŞALLAH”
Hayırseverlerin bağışladığı suyun dağıtımında görev üstlenen Hataylı depremzede Meriç Gültekin isimli depremzede de yaşananlara oldukça tepkili. O da tepkisini; “Tozdan dumandan insanlar burada duramıyor. Su ve hijyen sıkıntısı var. Hatay’a her şey lazım… Sadece yazıklar olsun diyorum. Bizi bu şekilde bıraktılar ya, bizi bir koli suya muhtaç ettiler ya, yazıklar olsun başka bir şey demeyeceğim. Bu insanların günahı veballeri onların üzerinde olsun inşallah” sözleriyle dile getirdi.
BAŞKAN SAVAŞ’TAN ALT YAPI SORUNUNA İLİŞKİN AÇIKLAMA
İldeki alt yapı yetersizliğine dair açıklama yapan Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Doç. Dr. Lütfü Savaş da Hatay su ve Kanalizasyon İşleri Genel Müdürlüğü (HATSU)’nun da depremzede olduğunu hatırlattı. İlgili kurumun iş yükünün 12 kat arttığını, ilk dört ay hiç gelirinin olmadığını, abone sayısının da yüzde 40 düştüğünü belirterek; “Can ve mal kaybı yaşayan bir kurum oldu HATSU. O şartlarda çalışmaya devam ettik ama artan sorunlar ve maliyetle tek başımıza mücadele etme şansımız yok. Su kaynakları kayboldu, kuyular kurudu. Ana hatlarda kırılmalar oldu. Şebekelerde patlamalar oldu. Yıkım ekipleri de yerinde ayrıştırma yaptığı için onlar da alt yapıya ciddi zarar veriyor” dedi.
TABİP ODASI’NDAN HASTALIK UYARISI
Hatay Tabip Odası Başkanı Sevdar Yılmaz, deprem bölgesi Hatay’da şebeke suyunun içilemiyor olmasından kaynaklanan sorunlara dikkat çekti. Yılmaz önce bina yıkımında su kullanılmamasına tepki göstererek; “Burada yaşadığımız en büyük sorun; molozlar kaldırılırken, binalar yıkılırken su kullanılmaması ve usulüne uygun yıkım yapılmaması, taşınmaması, ayrıştırma yapılmaması. Ortalık toz duman, halen. Bu ileride birçok hastalığa sebep olacak. Göz şikayetleri, boğaz şikayetleri; öksürük, nefes darlığı gibi şikayetler sık geliyor. Orta vadede KOAH dediğimiz, astıma benzer rahatsızlıklar ortaya çıkacaktır. İleriki dönemlerde de özellikle akciğer kanseri, boğaz-gırtlak kanseri, mide kanseri, akciğer zarı kanseri, bağırsak zarı kanseri gibi problemlere sebep olacak” dedi.
Su sıkıntısına dair de şunları söyledi:
“Şebeke suyu içilemeyince, içme suyu konusunda dışa bağımlılığımız söz konusu. Su gelirse içebiliyorsunuz, su gelmezse ciddi bir yoksunluğa girebiliyorsunuz. Bu da birçok bulaşıcı hastalıkların özellikle ishalin olmasına sebep olabilecek bir durum. Çünkü hijyeni yeterince sağlayamayacaksınız. Sıvı azlığına bağlı olarak da ciddi sıkıntılar yaşanabilecek.
Toplu yemek yenen yerlerde denetimlerin yeterince yapılmadığını da… Denetim yapılıyor ama yeterince yapılamadığı için bazı sıkıntılar oluyor. Aynı yerden beslenen, aynı yerlerden yemek yiyen kişilerde zehirlenme belirtileri olabildiğini görüyorduk. Yani 4-5 kişi aynı yerden döner yemiş, tost yemiş ya da farklı gıdalar tüketen kişilerde bazen arka arkaya gelen vakalar olabiliyor, ishal vakaları.
“TAŞIMA SU İLE BURADA HAYAT DÖNMEZ”
Dışa bağımlılığın ortadan kaldırılması gerekiyor. Taşıma su ile burada hayat dönmez. Burada hayat dönmeyecek, bu şekilde. Şebeke suyunun mutlaka içilebilir hale getirilmesi lazım. Bunun için de belediyenin çalışması gerekiyor. Belediyenin de bu konuda imkanlarının kısıtlı olduğunu daha önce defalarca söyledik. Çünkü belediye, yaklaşık altı aydır fatura tahsilatı yapamıyor. Su tahsilatı yapamıyor, emlak vergisi tahsilatı yapamıyor, çöp vergisi tahsilatı yapamıyor, çevre vergisi tahsilatı yapamıyor… Yerelden olan bütün asli gelirleri yok ellerinde, şu an. Buna mukabil, dışarıdan da bir destek yok, merkezi hükümetten de bir destek yok. Burada yaklaşık 110 tane belediye varken, seçim öncesi; bu sayı 30’a düştü. 80 tane belediye buradan tamamen elini eteğini çekti. 30 tane belediye var şu anda burada çalışan. Onlar da kısmi çalışmalar yapıyor. Dışarıdan bir destek olmadan Hatay Büyükşehir Belediyesi’nin bu işi tek başına yapabilmesinin mümkün olmadığını söyleyebilirim. Dışarıdan ciddi bir destek gerekiyor. Bu konuda altyapının tekrar işlevsel hale gelebilmesi için…”
Kaynak: Sözcü