Euroleague’de şampiyon, yaşlı İspanyol oyuncuların domine ettiği Real Madrid oldu. EuroBasket 2022’nin şampiyonu da nesil değişikliği nedeniyle genç oyuncularla gayret eden İspanya olmuştu.
Gençlerle oynuyorlar şampiyon oluyorlar. Yaşlılarla oynayıp kupaları kaldırıyorlar. Bizlerse imrenerek seyrediyoruz! Günler günleri kovalıyor, her büyük şampiyona sonrası bir buçuk gün basketbol konuşup, bizden sonra tufan diyoruz.
Avrupa basketbolunda en çok para harcayan birkaç ülkeden biriyiz. Lakin bu boyutta bir harcamanın ülke basketboluna yararı tartışılır durumda. Real Madrid’in yerlileri Rodriguez, Fernandez ve Llull; yıllardır hem İspanya hem de Avrupa’nın en kıymetli oyuncuları. Finalist Olympiakos’ta Papanikolau ve Sloukas, Yunanistan’ın da Avrupa’nın da en güzellerinden.
Aynı ligde yüksek bütçelerle çaba eden Fenerbahçe ve Efes’e gelince… Maalesef müddet alan Türk oyuncu yok. Bunun sorumlusu bu iki ekibimiz değil alışılmış ki. Treni yakalayabilmemiz için müddet alabilen yerli oyuncu yetiştirmemiz koşul. Yetiştiremezsek, vakitle nerelere yuvarlanacağımızı düşünmek bile istemiyorum.
Kadınlarda durum daha vahim. Avrupa Ligi şampiyonunun (Fenerbahçe) bizden çıkması kimseyi aldatmasın. WNBA ve Avrupa’nın en yeterli oyuncularını yüksek bedellerle getirip ya dörtlü finale kalıyoruz, ya da şampiyon oluyoruz. Sonra… Sonrası yok. İki gün basında yer alıyor, üçüncü gün konuşan yok. Neden? Zira gruplarımıza aidiyet hissedebilmemiz için gerekli olan yıldız oyuncularımız yok. Ligimizin bedeli yok. Altyapı yok. Tertibi geliştirmeye yönelik çalışma yok. Yok, yok, yok…
Euroleague ve FIBA bile eseri geliştirmek için önemli format değişikliklerini tartışırken, biz daima tıpkı şeyi yaparak, sonuç alma hülyasından bir türlü vazgeçemiyoruz!
Kaynak: Sözcü