İstanbul Valisi Davut Gül, medya kuruluşu temsilcileri ile gerçekleştirdiği toplantıda Sözcü Yazarı İsmail Saymaz’ın deprem ve taksi sorununa ilişkin sorduğu sorulara cevap verdi. “İstanbul’un bir taksi problemi var” diyen Gül, hem taksicilerin hem de müşterilerin mutsuz olduğunu söyledi.
İstanbul Valisi Davut Gül, medya kuruluşu temsilcileri ile İstanbul’da bir araya geldi. Gül, basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
“TAKSİ SORUNU ÇÖZÜLECEK Mİ?”
Sözcü Yazarı İsmail Saymaz, Vali Gül’e, “Sizden evvelki dönemde Belediye, Valilik ve İçişleri Bakanlığı ve Taksiciler Odası arasında büyük bir kavganın konusu oldu. Bir ulaşım problemi siyasi bir probleme dönüştü ve aşılamadı. İstanbul’da taksi bulamıyoruz. Buna dair bir çözüm öneriniz olacak mı? Bu siyasi gerilim artık aşılacak ve bu problem çözülebilecek mi?” sorusunu sordu.
“BİR ŞEKİLDE ÇÖZÜLMESİ LAZIM”
60 gündür İstanbul’da görevde olduğunu belirterek sözlerine başlayan Gül, şöyle yanıt verdi:
“Evet, İstanbul’un bir taksi problemi var. Sebebi ne olursa olsun taksiciler mutsuz, müşteriler mutsuz, kamu ve sivil toplum kuruluşları mutsuz. Sebep nereden kaynaklanırsa kaynaklansın taksi meselesinde memnun olan hiç kimseyi görmedim. Bunun oturulup bir şekilde çözülmesi lazım.
“MİNİBÜSLERİN SİSTEME DAHİL OLMASI GEREKİYOR”
Ama şöyle de bir durum var; minibüslerden taksiye geçiş izni verilmiş, bunlardan da yaklaşık 200 civarındaki minibüs henüz taksi olarak faaliyete girmemiş. Çok acilse, o 200 minibüsün sisteme dahil olması gerekiyor.
“TAKSİYE 2000 LİRA VERMEK DAHA BÜYÜK SORUN”
Taksicilerin söylediği şey şu; ‘Biz para kazanamıyoruz.’ Müşteri; ‘Bizi almıyorlar’ diyor. Para kazanamamasının sebebi şu; adam müşteriyi alıyor, 5 kilometrelik yolu 2 saatte gidiyor. Kazanacağı para adamı tatmin etmiyor. Belki taksilere farklı alternatifler oluşturmak lazım. Taksi meselesini trafikten bağımsız düşündüğümüzde sorun çözülmüyor. Taksi bulamamak sorun ama taksiye 2000 lira vermek daha büyük bir sorun.
“TAKSİ ULAŞILABİLİR VE EKONOMİK OLMALI”
Taksi ulaşılabilir olacak, ekonomik olacak. Bunlar bir araya geldiğinde mesele çözülmüş olur. Yoksa birini mutlu ediyorsunuz, öbürünü etmiyorsunuz. Benim inisiyatifimde olsa; eğer taksi plakası verilecekse valiliğe alıp bunu kentsel dönüşümde kullanmak isterim. Üniversitelerin, yurtların altyapısında kullanmak isterim.”
“DEPREMLE İLGİLİ BİR HAZIRLIK OLACAK MI?”
Gül, Saymaz’ın, “Siz de deprem bölgesinden geldiniz. Allah muhafaza aynı şiddette bir deprem İstanbul’da olsaydı kafamızı kaldıramazdık. İstanbul, her deprem konusu açıldığında en çok bahsedilen şehir olsa da etkili bir önlem alınamadı. Kamu binaları dahil olmak üzere bizim dönüşümden geçirilmesi gereken binlerce binamız var ve deprem riski kapımızda. Bununla ilgili bir hazırlık söz konusu olacak mı?” sorusuna ise şu cevabı verdi:
“HERKES GÜVENDE OLMADAN HİÇ KİMSE GÜVENDE OLMAZ”
“Önceki Valimiz, İçişleri Bakanımız zamanında çok güzel bir çalışma yapılmıştı. Okullarımızın yüzde 97’si ya depreme dayanıklı hale getirilmiş ya da sıfırdan yapılmış. Dolayısıyla Milli Eğitim’e ait okullarda deprem riski taşıyan hiçbir okul yok. Özellikle 6 Şubat’tan sonra da yapılan tespitlerle eğer riskli okul varsa boşaltılmış. Fakat bizim öğrencilerimizin yüzde 40’ı ikili eğitim yapıyor. Yani evet depremden bir şekilde kurtarmış olduk ama bu çocukların tekli eğitime dönmesi lazım. Diğer kamu binalarının, sivil binaların aynı dönüşümü gerçekleştirmesi lazım. Herkes güvende olmadan hiç kimse güvende olmaz.”
Kaynak: Sözcü
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.