Kılıçdaroğlu’ndan HDP çıkışı

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Millet İttifakı Cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Habertürk canlı yayınında soruları yanıtladı.

“NEYİ, NASIL, HANGİ VAKİT DİLİMİNDE YAPACAĞIMIZ BELLİ”

Kılıçdaroğlu, şu açıklamaları yaptı:

* “Saha değişim istiyor. Daima birlikte çalışıyoruz. Mitinglerin gövde gösterisine dönüşmesini gerçek bulmam. Hakikaten samimi olarak halkın karşısına çıkılacaksa, adaylar gelirler, bir arada otururuz, soru sorarsanız yanıtların, ‘takdir milletindir’ deriz, sorun biter. Bu çeşit toplantılara gelmeyen, tenkitlere tahammül edemem anlayış ile gelinemiyorsa bu yanlışsız değil. Bir siyasetçi en çok tenkide gereksinim duyar. Eksiğimiz, kusurumuz olabilir. Bu tıp tenkitler gelecek ki, nerede eksiğimiz var, kusurumuz var görelim ona nazaran karar alalım.

* (Anketler ne söylüyor?) Her Cumhurbaşkanı adayı, 85 milyon yurttaşın oyuna taliptir. Bu bazen ittifaklar halinde olur. Biz herkesin oyuna talibiz. Kim bize oy verirse memnun oluruz. Bizim görüşümüz belirli, bizim hükümet programımız da aşikâr. Cumhur İttifakı’nın yok. Bizim, hangi bahiste ne yapacağımız, hepsi Ortak Mutabakat Metni’nde var. Bu metni bir yıllık bir mühlet içinde ilmek ilmek dokuyarak hazırladık. Neyi, nasıl, hangi vakit diliminde yapacağımız belirli.

“BU KADAR YORGUNLUĞUN MALİYETİ ÇOK AĞIR OLDU”

* Artık Türkiye yeni bir sürecin içine evrildi. Türkiye huzur istiyor. Bu kadar yorgunluğun maliyeti çok ağır oldu. Kişi başına gelir düştü, yoksulluk limitleri felaket. Açlık hududu sayıları, minimum fiyatın üstünde. Bu gerçekler var. Bu gerçekler varken, o mu seni destekledi, bu mu dayanak verecek. Evet, sandığa giden her yurttaştan oy istiyorum. Huzur istiyorsan, rahmet istiyorsan, beşerler huzur içinde yaşasın istiyorsan; bize oy vereceksiniz. Bu kadar kolay.

“GİZLİ KAPAKLI GÖRÜŞMEMİZ VARSA ÇIKSIN AÇIKLASIN”

* (HDP ile görüşme iddiaları) MİT onun buyruğunda. Bizim varsa, kapalı kapaklı görüşmemiz varsa çıksın açıklasın. Devleti yöneten kişi bir sorumluluk üstlenir. Ben üstleniyorum. Görüştüysem, açık ve net derim, evet görüştük. Yok o denli bir şey. Ne pazarlığı? Biz altı başkan bir ortadayız. Benim tek başına gidip pazarlık yapmak bahtım var mı? Bu türlü akıl dışı bir siyaset olur mu? Biz bir arada karar alıyoruz. Allah onlara akıl fikir versin. Ülke için ne yapacağını düşünmüyorlar da bizimle uğraşıyorlar. Gözünüz kör mü? Masanın altındaymış, şuradaymış, buradaymış. Her yurttaşın oyuna talibiz.

“NEDEN BURASI ÖZGÜR BİR ÜLKE OLMUYOR?”

* (Kürt sorunu) Ortak Mutabakat Metnimiz var. Ne yazıyorsa onu yapacağız. Bu kadar kolay. Pek açık düzenlemelerimiz var. Demokrasiyi istiyoruz, kanıyı söz özgürlüğü istiyoruz. Bunların hepsi yazılı zati. Bunu bir parti için değil, bütün yurttaşlar için yapacağız. Herkes için… Üniversite hocası için, esnafı için, apartman vazifelisi için; herkes için demokratik bir ortam. Neden birinci sınıf demokrasi olmuyor. Neden burası özgür bir ülke olmuyor? Bunun yapılması lazım. Yargıyı baskı altına alacaksınız, hakime şu kararı ver diyeceksiniz… Olmaz.

* Yargıç saraydan talimata nazaran karar veriyorsa, o kişi yargıç değildir, yargıçla ilgisi yoktur. Anayasa Mahkemesi’ne üye atandı, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısıydı. Pak bir kişi değil. Yemin merasimine katılmadım. Anayasa Mahkemesi üyesi olması mümkün değil. Yargıtay’da bir tek karara imza atmayan kişi, Yargıtay üyesi olarak atandı. Bunlar düzeltilmeden Türkiye aydınlığa çıkamaz. Elalemin kuklası konumundalar şu anda. Biz sorun yaratmak değil, sorun çözmek istiyoruz. Her kararları bir sorun. Türkiye’ye rahat bir iklim getireceğiz.

“BÜTÜN PARTİLERLE GÖRÜŞEN TEK PARTİ BİZİZ”

* Bütün partilerle alaka sürdürürüz. Bütün partilerle görüşen tek parti biziz. AK Parti ile de, MHP ile de, HDP ile de… Niçin görüşmeyelim? HDP’yi düşmanlaştırıyorlar. Sen düşmanlaştırıyorsan, İkili oynuyorsun. HDP’nin Meclis Başkanvekili, TBMM’yi yönetiyor.

“BİR KİŞİNİN MAHPUSTAN ÇIKMASI İÇİN KANUN ÇIKMASI LAZIM”

* Telaffuzlar akıl dışı. Bir kişinin mahpustan çıkması için kanun çıkması lazım, değil mi? Kanun çıkmadan, ben seni hür bırakacağım nasıl diyebilirim, hangi yetki ile diyebilirim? Seyahat olaylarından içeride olanlar… Osman Kavala neden? Selahattin Demirtaş, neden? Bütün bunları soruyoruz. Terör. Hiçbiri terör dolayı mahkum olmadı. Palavra söylüyorlar. Halka doğruları söyleyeceksiniz. Bir insanı sevmeyebilirsiniz, tenkit hakkınız da var. Beni eleştirebilir. AİHM kararı var. Siz, anayasanıza koymuşsunuz. AİHM kararına herkes uymak zorundadır, diye. Hukuk devleti misiniz? Evet. O vakit bırakacaksınız. Anayasa Mahkemesi kararı var. Bu ülkede, Anayasa Mahkemesi kararını alttaki hakim ben uygulamıyorum dedi, Sarayın talimatı ile…

“ADALET İSTİYOR, ADALET SARAYININ ÖNÜNDE”

* Emine Şenyaşar. Kocası başsın tüp vurularak hastanede öldürüldü. İnsanın vicdanı sızlar. 8 savcı değişti, kimse dehşetten dava açmadı. Ben gittim, görüştüm. Adalet istiyor, adalet sarayının önünde. Bu vicdan mıdır, ahlak mıdır, fazilet midir? Ne istiyorsunuz o bayandan. Öldürenler sırtını saraya dayamış. En sonunda bir yürekli savcı çıktı da dava açtı. Türkçe bilmiyor… Bunlarda vicdan yok. Neler yaptılar? Ne için? Bu bayanın kimsesi yok.

“3 AY İÇİNDE AVRUPA’YA VİZE KALKACAK”

* (Oy oranları) Birinci cinste biter. Gençlere güveniyorum. Ben, bir kesim bana oy versin diye çalışmam. Nasıl çalışacağımı 85 milyona anlatırım. Adalet, hukuk, kanıyı tabir özgürlüğü. Ne kıymetine olursa olsun, Millet İttifakı olarak bunları yapacağız. Kelamım var. 3 ay içinde Avrupa’ya vize kalkacak. AB’de; Almanya’da, Fransa’da, Danimarka’da… Bizim çalışanlar var orada. Mutlular hayatlarından. Orada hangi standartlar varsa gelip uygulayacağız. Getirdikten sonra da vizeleri kaldır diyeceğiz, kaldıracak. Hem yapmıyorsunuz, hem vizeyi kaldır; diyorsunuz. Anayasada özgürlükler, haklar varsa vereceksiniz. Odada bile konuşurken, beşerler sessiz konuşuyorlar, dinleniyor muyuz diye. Cumhurbaşkanı olduğumda, gençlere kelamım var. Bütün tenkitlere tahammül edeceğim.

“KUL HAKKI YİYENLER, UYUŞTURUCU BARONLARI, BEŞLİ ÇETELER BANA OY VERMEZ”

* (Muharrem İnce ile ilgili soru üzerine) Muharrem Beyefendi, nasıl herkesten oy istiyorsa; ben de herkesten oy istiyorum. Kendisine nazaran unsurları, kuralları vardır, hürmet duymak zorundayım. Oy kullanmak için sandığa giden her vatandaşın oylarına talibim. Kul hakkı yiyenler, uyuşturucu baronları, beşli çeteler bana oy vermez. Bunlar, ben Cumhurbaşkanı olmayayım diye aslında 50, 100 şey yaptılar. İftiralar, karalamalar, adam kiralamalar; bütün bunları yaptılar. Bunlar beni yolumdan döndürmez. Siyaset, halka adanmışlıktır. Siyaset, zenginleşme aracı değil ki… Kelam verdim, bu ülkeye baharları getireceğim.

“O VAKİT CIA YOKTU, NE OLDU BİRDEN TEĞE, ARTIK OLDU?

* (Atatürk Havalimanı tartışması, sözleriniz BAYKAR’a mıydı) Hayır. Ekim 2022. Atatürk Uzay ve Havacılık Merkezi. Yeni değil. Hazırlayan, Doç. Dr. İhtilal Akgündüz. M.I.T.’ye gittim, İngiltere’ye gittim. Esasen bunlar için gittim. Nedenim, yüksek teknolojiyi kendi ülkemize nasıl getiririz. Orada, Eren ve Fatih Özmen var. Bunlar uzay konusunda, harika. Teknolojileri dayanılmaz geliştirmişler. Elon Musk’tan sonra Amerika’da ikinci. Bu insanları Türkiye’ye getirmek, Türkiye’de yatırım yapmak… (CIA’ye çalışıyor eleştirisi) Gülünecek şey. Ticari şirket. Müşteri varsa mal yapıp satarlar. Biz o şirketleri mi suçlayacağız. Bakın… Eren ve Fatih, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı değil mi? Siz yurt dışına çıkanların tamamını, yerli ve ulusal olmaktan çıkarıyor musunuz? Kendi insanınız, Daron Acemoğlu orada, pek çok bilim insanı orada…

* Bunu açıkladıktan sonra, NASA’da çalışan bir Türk ile de konuştum. ‘Bunu yapın, NASA’dan ayrılıp, geleceğim ülkeme, ülkemde yapacağım’ diyor. 2 milyar dolarlık bir hacmi var bunun. Erdoğan da bunu davet etmişti. O vakit CIA yoktu, ne oldu birden teğe, artık oldu? Akıl dışı… Eleştiriyorsanız, akıllı münasebete dayandırın. Efendim CIA’den malzeme… Şirket bu satar. Türkiye’de uzay endüstrisi üzerine araştırmalar yapacaklar. Atatürk Havalimanı’nda, uçaklar kalkacak inecek tekrar. Orada hangarlar olacak. Bilimsel araştırmaları, uzay araştırmaları olacak, nitelikli beşerler gelecek.

* Şu kelamı verdim, Türkiye’de şampiyonlar ligi kuracağım diye… Bilimde ve teknolojide dünyanın öne çıkmış insanlarını… Yatırım yapacak burada, uzay sanayi konusunda. Uzayda kanser araştırmaları yapılıyor. İlaç dalı stratejik bir bölümdür. Dünyadan haberleri yok bunların. Canan Dağdeviren. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin iftihar etmesi gereken bir isim. Bunlar karalamak için yola çıkar. Tam bir akıl tutulması. Almanya’da çalışanlara da Almancı mı diyeceğiz.

“ONLAR DA SÖYLEDİĞİM ŞAMPİYONLAR LİGİNİN BİR MODÜLÜ OLACAK”

* (Haluk Bayraktar’ın açıklamaları) Beni dinlememişler. Bayraktar’ların, Türkiye için ne kadar kıymetli şeyler yaptıklarını anlattım. İkitelli’de fabrikaları varken, babası hayattaydı, bana kaygılarını anlattılar. Çok nitelikli bir takımı vardı. Geliştirdikleri uçak modellerinin önünde fotoğraf çektirdik. Onlar da benim söylediğim, şampiyonlar liginin bir kesimi olacaktır, Bayraktar’lar da olacaktır. Siz uçak geliştirdiniz de biz niçin karşı çıkalım? Onlara her türlü dayanağı vereceğiz.

“BUNU YAPIYORSANIZ, TANK PALET FABRİKASINI KATAR ORDUSUNA VERMEYECEKSİNİZ”

* Şöyle bir tasa var: Tüm bu gelişmeleri parti devleti süreci içinde yaptılar. Parti tıpkı vakitte devlet. ‘Acaba Kılıçdaroğlu gelirse, tıpkı mantıkta masraf mi?’ Hayır. Parti farklı devlet başkadır. Devlete kim hizmet ediyorsa, kim üretiyorsa; başımızın üstünde yeri var. Niçin karşı çıkalım? Akıl tutulması bir şey. Samsun’da TEKNOFEST yapıldı ben de gittim. Pırıl pırıl evlatlarımız, AK Partililer de şahit oldular, bir bakan da vardı, gençler de geldi benimle fotoğraf çektirdi… Kim, bu ülkede taş taş üstüne koyuyorsa, ben onun siyasi görüşüne bakmam. O farklı bir şey. Bu beşerler siyaset için yapmıyorlar bunu, üretiyorlar. Ben gittiğimde keşke, Bayraktar beni TEKNOFEST’te karşılasaydı, ben haber verdim, ‘gelmek istiyorum’ diye. Ancak çekindi.

* Samsun’dakine gittim, haber de verdim, gelmek istiyorum, diye. Çekindi, kendisi TEKNOFEST’ten ayrıldı. Diğer bir bakan yahut bakan yardımcısı, gezdik. Söylüyorum. Keyifli olsunlar: Kızılelma, diğer bir şey. Savunma sanayi konusunda uzman değilim. Ancak bu ülkenin güçlü bir savunma endüstrisine muhtaçlığı olduğunu bilen birisiyim. Ayrıyeten, savunma endüstrinin devlet için yapılması lazım. Ülkenin güvenliği için yapılması lazım. Bunu yapıyorsanız, tank palet fabrikasını Katar ordusuna vermeyeceksiniz. Alacağız. Katarlılardan alacağız, orduya teslim edeceğim.

“SAVUNMA SANAYİ KONUSUNDA KİMİ KISIMLAR AÇMASINA MÜSAADE VERMEDİLER”

* ODTÜ, bu mevzuda çok değerli. Savunma sanayi konusunda kimi kısımlar açmasına müsaade vermediler. Niçin? Rekabet olsun. İHA yapan öteki firmalar da var. Onlar da yapsınlar. Sen üretme, ben üreteceğim yalnızca. Bu da olmaz. Bugün; ASELSAN, HAVELSAN, ROKETSAN… Özal, savunma sanayi fonunu kurdu. TSK Güçlendirme Vakfı, tüm bunların dominant ortağı. Kalkıp, ‘Ben İHA yaptım, sen karşı çıktın.’ Yok kardeşim, bir tane değil 10 tane yap. Daha harikasını yap. Bana şunu anlatmışlardı, ‘ürettiğimiz SİHA’lar sabit bir yerde de durabilir.’ Öbür ülkelerin bunu üretmediğini söylediler, doğruysa hoş bir şey.,

“GENELKURMAY BAŞKANLIĞI’NIN İNTERNET SİTESİNDE TERÖR ÖRGÜTÜNÜN İSMİ YAZMAZ”

* Terör bir insanlık hatasıdır. Hepimizin ortak hal takınması lazım. Terör bir partinin olayı değil ki, bir devlet olayıdır. Terör örgütünün ismini niçin söylemiyorsunuz, diyorlar. Genelkurmay Başkanlığı’nın internet sitesinde terör örgütünün ismi yazmaz. Biz devlet kuran bir partiyiz. Biz Ulusal Savunma Bakanlığı’nı, Genelkurmay Başkanlığı’nın koyduğu kurallar vardır. O kurallarda nasıl kullanılıyorsa isimler, benzeri isimler kullanırız. Terör örgütü terörü niçin yapar? Adım daha fazla geniş kitleler tarafından duyulsun diye yapar.

* Bölücü terör örgütü. Açın Genelkurmay Başkanlığı’nın internet sitesine, bölücü terör örgütü der. Biz de onu kullanıyoruz. Devlet onu kullanıyor. Bana onun reklamını yap diyorlar. Ben niçin onun reklamını yapayım, arkadaş. Devletin en hassas kurumu Ulusal Savunma Bakanlığı’nın internet sitesinde bu türlü. Biz de onu kullanıyoruz. Devleti tanımıyorlar. Devletin ne olduğunu bilmiyorlar. Günlük, kahve edebiyatı ile devlet yönetmeye kalkıyorlar. Devlet o denli yönetilmez. Bunlar parti ile devleti karıştırdılar. Kıbrıs’taki büyükelçi, kahve kahve oy istiyor. Beşerde biraz utanma olur. Devlet, liyakat üzerine inşa edilmiştir. İşi ehline vereceksiniz. Vali ise valiliğini yapacak. Herkes kendi vazifesini yapacak.

“İŞGAL KUVVETLERİNİN TERÖRLE ÇABA EDECEĞİNE BİZ İNANIYOR MUYUZ?”

* Suriye tezkeresine hayır oyu verdik. Niçin hayır oyu verdik? Tezkerede diyor ki, ‘terörle çaba konusunda yabancı askerler Türkiye’ye davet edilebilir.’ Niçin AK Partililere bunu söylemiyorlar. Türkiye Cumhuriyeti Devleti; askeriyle, polisiyle, jandarması ile 30-35 yıldır terörle gayret ediyor; yabancı asker mi davet etti? Hangi yabancı asker? Bahçeli’ye sordum, hangi yabancı askeri terörle uğraş konusunda Türkiye’ye davet edeceksiniz? Erdoğan’a sordum, hangi yabancı askeri terörle çaba etsin diye Türkiye’ye davet edeceksiniz? Ulusal Savunma Bakanı’na sordum, hangi yabancı askeri? İşgal kuvvetlerinin gelip de Türkiye’de, terörle gayret edeceğine biz inanıyor muyuz? Biz Kuvayı Milliyeciyiz. Kimse kusura bakmasın. Bunu niçin gizliyorlar? Bunun ismi vatan severlik mi? Ben kendi toprağıma, yabancı bir asker postalının dokunmasını istemem. Lakin onlar istiyor. Meclis’ten tezkere geçirdiler.

“ÜÇKAĞITÇI SİYASETÇİ OLMAZ”

* Birebir soruları HÜDA PAR’a sorabilir misiniz? Türk bayrağı olmasın diyor. Hani Bahçeli milliyetçiydi. Ben bayrağım ezdirmem, demesi lazımdı. Niçin sesini çıkarmıyor. Üçkağıtçı siyasetçi olmaz. Namuslu adam olur. Duruşu, tutumu, prensipleri, kuralları aşikardır. Esen rüzgara nazaran, gidip gelmez. Bu böyledir. Benim anlayış böyledir. Başkanlar toplanıyor, HÜDA PAR’ın genel lideri orada yok. Utanıyor musunuz? Utanıyorsanız niçin listeye koyuyorsunuz. Alıyorsanız, alıyorum derseniz. Beraberiz dersiniz. Sarayda yoktu. Niçin orada değildi? Devleti yönetemiyorlar. Bitmişler artık. HDP masanın neresinde, diyorlardı ya… HÜDA Par neresinde? Birebir formda SADAT… SADAT başındaki adamı getir oraya, Türkiye Cumhuriyeti’ni kaldıracağız, bayrağını sileceğiz, resmi lisan Arapça olacak. Erdoğan’ın başdanışmanı. MİT Müsteşarı’nın yanında oturuyor.”

Kaynak: Sözcü