Meme kanseri, erken evrelerde teşhis edildiğinde neredeyse yüzde 100 hayatta kalma oranına sahipken, daha ilerlemiş aşamalarda bu oran yüzde 25’e kadar düşebiliyor. Geliştirilen bu ultrason cihazı, hastaların tümörleri henüz erken aşamalardayken tespit edebilmesine olanak sağlıyor. Özellikle, rutin mamogramlar arasında meme kanseri riski yüksek olan hastalar için büyük önem taşıyor.
Meme kanserinin tespitinde çığır açıcı yöntem
Doçent Dr. Canan Dağdeviren liderliğindeki MIT araştırmacıları, meme kanseri hastaları için genel hayatta kalma oranını iyileştirme umuduyla, insanların tümörleri henüz erken aşamalardayken tespit etmelerini sağlayabilecek giyilebilir bir ultrason cihazı tasarladılar. Geliştirilen cihaz özellikle rutin mamogramlar arasında meme kanserine yakalanma riski yüksek olan hastalar için son derece değerli olabilir. Yapılan çalışmada araştırmacılar, tıbbi görüntüleme merkezlerinde kullanılan ultrason problarıyla karşılaştırılabilir çözünürlükte ultrason görüntüleri elde edebildiklerini gösterdiler.
MIT Media Lab’de doçent olan ve çalışmanın kıdemli yazarı Canan Dağdeviren, “Ultrason teknolojisinin form faktörünü evinizde kullanabileceğiniz şekilde değiştirdik. Taşınabilir, kullanımı kolay ve meme dokusunun gerçek zamanlı, kullanıcı dostu bir şekilde izlenmesini sağlıyor” dedi. Bu projenin geç evre meme kanseri teşhisi konan ve 49 yaşında vefat eden teyzesi Fatma Çalışkanoğlu’ndan ilham alan Canan Dağdeviren tarafından başlatıldığının da altını çizelim. Dağdeviren, cihazın ilk taslağını da yakınının baş ucunda çizdi.
Araştırmacılar, görüntülerin zaman içinde nasıl değiştiğini analiz etmek için yapay zeka tabanlı bir iş akışı geliştirmeyi umuyorlar. Ayrıca, ultrason teknolojisinin vücudun diğer bölgelerini taramak için de uyarlanması planlanıyor.
Agresif tümörleri tespit edebiliyor
Öte yandan düzenli olarak planlanan mamografiler arasında gelişen meme tümörleri – aralık kanserleri olarak bilinir – tüm meme kanseri vakalarının yüzde 20 ila 30’unu oluşturuyor. Bu tümörler rutin taramalar sırasında bulunanlardan daha agresif oluyorlar. Dağdeviren, “Amacım aralık kanseri geliştirme olasılığı en yüksek olan kişileri hedef almak. Daha sık tarama ile hedefimiz hayatta kalma oranını yüzde 98’e çıkarmak.” ifadelerini kullandı.
Dağdeviren, teşhis sutyeni vizyonunu gerçeğe dönüştürmek için, kullanıcının istediği zaman görüntüleme yapabilmesine olanak tanıyan minyatür bir ultrason tarayıcı tasarladı. Bu tarayıcı, tıbbi görüntüleme merkezlerinde kullanılan aynı tür ultrason teknolojisine dayanıyor, ancak araştırmacıların ultrason tarayıcısını minyatürleştirmelerine olanak tanıyan yeni bir piezoelektrik malzeme içeriyor.
Ultrason verilerinin görüntülenmesi için araştırmacıların şu anda tarayıcılarını görüntüleme merkezlerinde kullanılan ultrason makinesine bağlamaları gerekiyor. Ancak ekip halihazırda görüntüleme sisteminin yaklaşık bir akıllı telefon boyutunda olması için minyatürleştirilmiş bir versiyonu üzerinde çalışıyorlar.
Giyilebilir ultrason bandı aynı zamanda tekrar tekrar kullanılabiliyor. Dolayısıyla araştırmacılar, meme kanseri açısından yüksek risk altında olan ve sık taramadan faydalanabilecek kişiler tarafından evde kullanılabileceğini düşünüyor. Ayrıca taramaya düzenli erişimi olmayan kişilerde kanser teşhisine de yardımcı olabilir.
Massachusetts General Hospital’da meme kanseri cerrahı olan ve aynı zamanda çalışmanın yazarlarından biri olan Tolga Özmen, “Meme kanseri kadınlar arasında en yaygın kanserdir ve erken teşhis edildiğinde tedavi edilebilir. Görüntüleme ve erken teşhisin önündeki en büyük engellerden biri, kadınların bir görüntüleme merkezine gidip gelmek zorunda kalmasıdır. Bu uyumlu ultrason bandı, kadınların bir görüntüleme merkezine gitme ihtiyacını ortadan kaldırdığı için son derece umut verici bir teknoloji.” ifadelerini kullandı.
Kaynak: Donanimhaber
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.