Yaşlanma, insanın normal bedensel ve ruhsal işlevlerinin giderek azalması olarak tanımlanır. Doğal ve kaçınılmaz bir süreçtir. ‘Ancak yaşlanmanın hızı ve yoğunluğu kişiye göre değişir” diyen Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Derya Uludüz, yaşlanma şekillerindeki farklılıkların temel nedenlerini şöyle sıraladı:
Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Derya Uludüz
GENETİK
Bireyler arasındaki genetik farklılıklar, nasıl yaşlandıkları konusunda farklılıklara neden olabilir. Genetik faktörler, yaşlanma hızını ve yörüngesini belirlemede önemli bir rol oynar. Bazı genler, hücresel onarım mekanizmalarını, antioksidan savunmaları ve yaşa bağlı hastalıklara duyarlılığı olumlu etkileyebilir.
YAŞAM TARZI
Bireylerin yaşam tarzlarının yaşlanma süreçleri üzerinde önemli bir etkisi vardır. Sağlıksız beslenme, hareketsizlik, sigara, alkol tüketimi ve çevresel toksinlere maruz kalma gibi faktörler hücre sağlığını, iltihaplanma düzeylerini, vücuttaki genel oksidasyon (paslanma) ve yıpranmayı olumsuz etkileyebilir. 2014 yılında Finlandiya’da yapılan geniş çaplı bir araştırmaya göre; sigara içmek 30 yaşındaki kişilerin yaşam süresini ortalama 6 yıl, kontrol altına alınmayan diyabet ise 6,5 yıl kısaltır. Hareketsizlik de ortalama yaşam süresini 2,5 yıl azaltır.
ÇEVRESEL FAKTÖRLER
Hava kirliliği, güneşin yanı sıra tarım ilaçları, gıda katkı maddeleri gibi toksinlere maruz kalmak yaşlanma sürecini olumsuz etkiler.
HORMONAL DEĞİŞİKLİKLER
Östrojen veya testosteron gibi cinsiyet hormonlarında azalma gibi yaşla birlikte ortaya çıkan hormonal değişiklikler, çeşitli fizyolojik süreçleri ve yaşlanma sürecini bireyler arasında farklı şekilde etkileyebilir.
SAĞLIKSIZ BESLENME
Uzun ve sağlıklı yaşamda dengeli beslenmenin rolü büyük. Sağlıksız beslenme kronik hastalıkların tetiklenmesinde ve erken yaşlanmada önemli bir faktördür. Bol meyve ve sebze tüketimi ortalama yaşam süresini uzatabilir. Sebze ağırlıklı beslenmek yaşlanma hızını yavaşlatabilir.
UYKUSUZLUK
Bilimsel araştırmalara göre 9 saatin üzerinde ve 6 saatin altında bir uyku hem hastalık hem de erken yaşlanma riskini artırıyor. Yani uyku düzeni olmayan kişiler daha hızlı yaşlanıyor.
STRES
Son bilimsel yayınlar hızlı yaşlanmada stresin en etkin faktör olduğunu ortaya koydu. Yani siz ne kadar sağlıklı da beslenseniz, düzenli egzersiz de yapsanız stresli bir hayat sürüyorsanız bu erken yaşlanacağınız anlamına gelir. Uzun yaşamın sırrı sosyalleşmek, mutlu ve pozitif olmaktan geçer. Yakın zamanda Japonya’da yapılan çalışmanın sonuçları pozitif olumlama yapmanın ve duygusal farkındalığı artırmanın uzun ve sağlıklı yaşamın ana reçetesi olduğunu gösteriyor. Ağır stres altında olmak, ortalama yaşam sürelerini 3 yıl kısaltıyor. Ancak stresin yol açtığı hipertansiyon, diyabet, kanser gibi risklerle bu oran daha da fazla artıyor.
YAŞLANMANIN 3 TİPİ VAR
Son yıllarda ‘yaşlanma tipi’ terimi gündeme geldi. Kişiler 3 ana başlık altında yaşlanma eğilimi gösteriyor. Buna göre biyolojik yaş haritasında bağışıklık sistemi etkilenmesine göre yaşlanma, karaciğer ve böbrek toksin atma sistemine göre yaşlanma ve metabolik fonksiyonlarda bozulmaya göre inflamasyonla (vücutta iltihaplanma) yaşlanma görülebiliyor. Örneğin metabolik sisteme göre yaşlanmaya yatkınlığı olanlarda diyabete yakalanma riski yüksektir ve inflamasyon bu kişilerde yüksektir. Tabii kişiler yalnızca bir değil, iki veya daha fazla yaşlanma türüne yatkın da olabilir ve farklı sağlık sorunları için birleşik bir riskle karşı karşıya kalabilir.
Kaynak: Sözcü