Örgütün haberi olmadan bu hareketler yapılamaz!

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

İstihbaratçı Hanefi Avcı, bombalı hareketi SÖZCÜ’ye anlattı:

Mersin ve İstanbul-İstiklal Caddesi’ndeki hareketleri Suriye’den gelen teröristler gerçekleştirdi. İstihbaratçı Hanefi Avcı, çağdaş manada hudut güvenliğimizin kurulmadığını söyledi ve kaçak geçişlerin nasıl yapıldığına dair şu bilgileri paylaştı: “Yabancı bir ülkeye yasa dışı yollarla geliyorsanız bir rehber öncülük yapmazsa olmaz. Zati örgütsel işleyişte de, militan bir yere gönderiliyorsa, karşı tarafta onu karşılayan, kabul edecek kişi, örgütün sistemi vardır. Yoksa kendiliğinde gelmesi, bulması kolay değil. Yakalanmaması için  kesinlikle örgütsel takviye vardır.”

Genellikle gönderilen kişi gittiği vilayette örgütle kontak kurar. O elemanın dediği talimatlarla hareket eder. Örgüt kümesi merkezi,  aldığı talimatlara nazaran bu kişiyi yönlendirir.

MOBESE ÇOK ÖNEMLİ

Ülkemizde MOBESE sisteminin kurulması, Hollanda’da, kameralar kullanılarak cinayetin nasıl çözüldüğün Türk heyetine anlatması tesirli oldu. Avcı konuyle ilgili şunları şöyledi: “Özellikle uyuşturucu kaçakçılarını takip etmek için bu sistem son derece kıymetli. Daha evvelce yol güzergahında önlem alarak yakalamaya çalışıyorduk. Bugün her vilayette bir MOBESE merkezi var. Hatta İstanbul’un tüm ilçelerinde herkes kendi bölgesini izliyor. Muhakkak kavşaklara muhakkak yol güzergahlarına plaka okuma sistemi konur. Gelip geçen araçların plakasını okur. Lakin bilhassa yakalaması, cezası olan plakaları okuduğu vakit alarm üretiyor.”

İstiklal Caddesi’ndeki bombalı aksiyonun örgütün en üstündeki bireylerin haberi, talimatı olmadan yapılamayacağına dikkat çeken Avcı, açıklamasını şöyle sürdürdü:

‘YÜZDE YÜZ HABERİ VAR’

“Eylem buyruğu, gelişi hoş verilecek bir karar değil. Bu hareket de planlı. O açıdan bu aksiyondan örgüt merkezinin yüzde yüz haberi vardır. Örgütün dışında bir odağın işbirliği yapması imkansız. Ancak kimi olaylar birçok kişinin hesabına fayda, bu hesabına yaraması onla işbirliği yaptığı manasına gelmiyor. Sivil gayelere yönelik aksiyonu hiç kimse tasvip etmez. PKK’nın uzun müddettir kendini dünyaya pak gösterme anlayışı vardı. ‘Üzerime gelinemezse sivillere aksiyon yapmıyorum’ diye ortaya çıkıyor. Münasebetiyle bu türlü bir hareketi üstlenmesinin imkanı yok. Bu örgütün aşikâr bir devir için aldığı bir kararın icrasına benziyor. Mersin ve İstanbul’daki olayla birlikte örgütün batı vilayetlerinde sivil amaçlara yönelik aksiyonlar yapacağı manasına gelir.”

‘HALK DİKKAT ETMELİ’

“Örgüt, muhakkak bir devir için aksiyon kararı alır ve bunu uygular” diyen Avcı kelamlarını şöyle tamamladı: “Benzer eylemlerin  farklı vilayetlerde de farklı hallerde de meydana gelmesi ihtimal dahilindedir. Örgüt bu türlü bir karar aldıysa, fırsat buldukça bu tıp hareketleri dener. Bizim göremediğimiz buna emsal birtakım olayları da emniyetin evvelce engellediğini düşünüyorum. Terör örgütü, akla gelmeyecek her türlü prosedürü dener, akla gelmeyecek her türlü  sistemi kurmaya çalışır. Çok dikkatli olmak zorundayız.”

Yazarımız Hürmet Öztürk’e gündemi pahalandıran Hanefi Avcı, terörün en azgın periyodunda Diyarbakır ve İstanbul’da istihbarat şube müdürlüğü, Emniyet İstihbarat Dairesi Lider Yardımcılığı, Kaçakçılık ve Organize Cürümlerle Uğraş Başkanlığı ile Edirneve Eskişehir’de emniyet müdürlüğü yaptı. Emniyet içindeki Fethullahçı yapılanmayı yazdığı kitapla gündeme getirince kumpasa uğradı ve cezaevine kondu. İktidarın terörle uğraş siyasetini eleştirince Emniyet Müdürlüğü rütbesi alınmıştı.

Sorguda neler yaşanıyor?

Avcı, hareketten sonra yakalanan teröristlerin ruh halini ve sorgu sürecinde neler yaşandığını şöyle anlattı: “Önce kendisini hatasız göstermeye çalışır, ‘olay yerinde yoktum. Ben değildim’ der. Fakat kendisi olduğu kamera kayıtları ispatlanırsa bu kez bunu suçsuz göstermeye çalışır. ‘Gittim ancak o hedefle gittiğimi bilmiyordum’ der. Hareket gayesiyle gittiğini ispatlamaya çalışırsınız. Bu sefer, ‘Bana bir paket verildi; birine teslim edecektim. Kişi gelmeyince o denli oldu’ der. O denli olmadığını ispatlarsanız bu defa  o kişi paklığını anlatmaya çalışır. Yani her seferinde sözü değişir. Siz bu tabirleri teker teker kamuoyuna vermeye kalkarsanız kamuoyunun başı karışır tereddüt duymaya başlar.”

Bir olay nasıl aydınlatılıyor?

Olay sonrası kişinin nereye gittiği, kimlerle temas ettiği, hangi semte gittiği, hepsini tek tek takip etmenin belirli oranda mümkün olduğunu kaydeden Avcı, şöyle devam etti: “Araca bindiği vakit aracın plaka okuma sistemi suretiyle gittiği yeri takip etmek mümkün. Elinde telefon varsa telefonun baz istasyonuna bakarak o bölgedeki kamera imgelerine bakarak  bir kişinin olaydan sonra, hatta diyelim ki size bir ay sonra bile söyleseler bir ay evvelki olayı bile bu türlü bireyleri peşinden takip ediyormuş üzere olay yerine gelmesi gitmesini tek tek görebilirsiniz. Daha geriye giderek çalıştığı iş yerini 3 ay öncesinde kimlerle görüştü takip etmek izlemek mümkün.”