Günümüzde hemen herkes sosyal medya iç içe yaşıyor. Bilgiye erişimi kolaylaştırma, yardımlaşma ve dayanışmayı sağlama gibi olumlu yanları olsa da kullanımı arttıkça bazı sorunları da beraberinde getiriyor. Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Serhat Tunç dijital iletişimin sık kullanımının zararlarını ve bu soruna karşı alınması gereken önlemleri şöyle anlattı:
Serhat Tunç
İŞTE DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN NOKTALAR
İletişimde sözsüz iletişimin önemi büyüktür. Konuşurken göz teması kurmak, karşımızdakini dinlemek, vücut hareketlerini takip etmek iletişimin gücünü artırır. Kaliteli yüz yüze iletişim beynin kaliteli uyaranla gelişmesini de sağlar. Gerçek bir iletişim için şu noktalara dikkat edilmeli:
– Sağlıklı bir toplum için teknolojinin doğru ve yeterince kullanılmasının farkında olunmalıdır.
– 3 yaşa kadar sıfır ekran önerilmektedir.
– Dijital iletişime ayrılan ekran süresi kısıtlanabilir. Dijital iletişimin kontrollü ve belli bir zaman aralığında yapılması önerilebilir. Yasaklamak değil de kontrollü kullanım önerilebilir. Dijital iletişim kontrollü kullanılırsa yeni fikirlerden haberdar olma, iletişim, haberleşme, iş ve eğitim yaşamının kolaylaşması gibi fırsatlardan yararlanılır.
– Ekran maruziyeti sadece içeriği değil yaydığı mavi ışık nedeniyle de melatonin seviyelerini düşürmekte ve uyku bozukluklarına, öğrenme ve bellek sorunlarına yol açmaktadır. Akşamları mavi ışık koruyucu gözlük veya ekranlarda mavi ışık filtreli gece modu kullanılmalıdır. Uyumadan en az 3 saat önce ekran maruziyeti kesilmelidir.
– Dijital iletişim sık ve kontrolsüz kullanıldığı zaman uyku bozuklukları, dikkat ve dikkati sürdürme dediğimiz konsantrasyon ve öğrenme bozuklukları artmaktadır. Ayrıca depresyon, kaygılı olma, öfkeli olma, yanlış güvensiz içeriklere ve kişilere, mahremiyet problemlerine maruz kalınmaktadır.
– Dijital iletişim sadece haber alma ve iletişim amaçlı kısa süreli olarak kullanılabilir.
– Hem ailede hem çevremizde sosyal medya üzerinden iletişim kurmak veya mesajlaşmak yerine yüz yüze iletişim ön plana alınmalıdır. Örneğin önemli bir konuda konuşacaksak anlamak ve anlaşılmak, etkili iletişim kurmak istiyorsak yüz yüze iletişim kurmamız önerilir. Ancak yüz yüze iletişimin sağlanamadığı koşullarda telefonla konuşulabilir.
Kullanımı hızla artıyor
Sosyal medya veya dijital medya olarak adlandırılan yeni medya kullanımı giderek artmaktadır. İnternet kullanımı saatinin günde en az 7 saate, sosyal medya kullanımının ise günde 3 saate yaklaştığı bildirilmektedir.2020 yılı verilerinde ülkemizde nüfusun yüzde 64’ünün yeni medyayı kullandığı tespit edilmiştir.
Hangi sorunlara yol açıyor?
– Dijitalleşme dediğimiz, dijital iletişimin sık kullanılması birebir iletişimin azalmasına ve empati yoksunluğuna neden olabilir. Empati başkasını anlama yetimizdir. Sosyal medyanın genel olarak başkası ne hisseder ne düşünür yetisine zarar verdiği ve gelişmesini engellediği bilinmektedir.
– Sosyal medyada fazla zaman geçirenlerde narsist tutumların oluştuğu, fiziksel, zihinsel ve psikiyatrik rahatsızlıkların arttığı bildirilmiştir. Aşırı sosyal medya kullanmanın kişileri yalnızlaştırdığı, çevrelerine yabancılaştıkları ve kendilerini mutsuz hissettikleri bildirilmiştir. Sosyal medyayı yoğun kullanan insanlarda uyku bozukluğu, kaygı, üzüntü, öfke, başarısız hissetme, değersizlik hissi ve depresyon tespit edilmiştir.
– Araştırmalarda sosyal medyada fazla zaman geçirenlerin sosyal izolasyon yaşama ihtimalinin iki kat fazla olduğu görülmüştür. Sosyal medyada geçirilen zaman yüz yüze iletişimin yerini alabiliyor ve insanların kendilerini dışlanmış hissetmesine neden olabiliyor. Sosyal medyanın sanal olduğu unutulmamalıdır. Suret değil de hakikatin peşinde olmanın insana kendisini çok daha iyi hissettirdiği bilinmektedir. Sosyal medya ile görünür olmanın kutsanır hale geldiği, halbuki sahici olmanın, yüz yüze iletişim kurmak istememiz, olduğumuz gibi görünüp göründüğümüz gibi olmanın esas ihtiyacımız olduğu unutulmamalıdır.
– Dijital medya bağımlılığının çocukların yaratıcı düşünmelerini ve sosyalleşmelerini engellemeye başladığı, iletişim yeteneklerini körelttiği bildirilmiştir. Aile çocukların bir numaralı rol modelidir. Öğrenmenin ilk başladığı yer aile olup çocuklar ebeveynlerin tutum ve davranışlarını modelleyerek öğrenirler. Empatiyle vakit ayrılarak dinlenen iletişim kurulan bir çocuk yarının dinleyen ve dinlenen empati yapma yeteneği yüksek olan, seven sevilen sayan sayılan nerede nasıl davranılacağını bilen sağlıklı bir yetişkini olacaktır.
Kaynak: Sözcü