Spora siyaseti kim karıştırdı?

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Fatih Söylemezoğlu

Bağlantı Bilgileri

Türk Lisan Kurumu’na nazaran hükümet; devletin misyonlarını yerine getirmesini sağlayan organ demek. İstifa ise vazifesinden, işinden kendi isteğiyle çekilme, ayrılma demek. Uygar ülkelerde de halkın, devletin vazifelerini layıkıyla yerine getiremediğini düşündüğü hükümetlerin istifasını istemesi; uygar bir davranış olarak kabul görür. Münasebetiyle “Hükümet istifa” telaffuzundan niye bu kadar rahatsız olundu; anlayamadım!

Eğer sorun bunun tribünde söylenmesi ise… Kıymetli olan, halkın bunu nerede söylediği değil, ne söylediğidir. Şimdilik bunu bir tarafa koyalım.

Yıllardır uygulanan spor siyasetleri nedeniyle daima söylediğimiz ‘spora siyaset karıştırmanın’ yanlış olduğu idi. Meğer siyasi erk; direkt Cumhurbaşkanı’nın belirlediği ya da onayladığı şahısları, seçim ismi altında, gerek spor teşkilatına dikte ederek, gerek kulüp delegelerinin iradelerine bir nevi ipotek koyarak federasyona yönetici yaptı. Bununla da yetinmeyip federasyonların idare ve konseylerine sempatizanları, parti teşkilatından insanları yerleştirdiler. Hatta bu sistem spor basınında da birebir biçimde beden buldu.

SİZ YAPINCA İYİ!

Kulüp idarelerinde durum farklı mı? Dört büyükleri kenara koyarsak; genelde kulüp liderleri ve idareleri, hükümete yakın iş insanları ya da parti teşkilatlarındaki isimlerden oluşuyor.

Tüm bunlara karşın; seyircinin demokratik hakkını kullanarak yaptığı protestolarından sonra Spor Bakanı çıkıp “Spor karşılaşmaları siyaset üretme merkezleri değildir. Sporu siyasete alet etmenin birlik ve beraberliğe ket vurmaktan öbür bir sonucu yoktur” dedi!

Oldu; her şeyi unutup yok sayalım! Yapılan fahiş yanılgıların sorumlularının gereğini yapmasını isteyen gariban seyirciyi de spora siyaset bulaştırmakla suçlayalım, o denli mi? Haydi canım siz de! Yarın bir gün “Hükümet devam” tezahüratı yapılsa, Süleyman Beyefendi onları da tehdit edip, polisi üstlerine gönderecek mi?

2015’te Ankara Gar katliamında ölen 109 kişi için Konya’da Türkiye-İzlanda maçı öncesi hürmet duruşunu ıslıklayıp protesto eden 10 binlerce beşere nasıl bir yaptırım uyguladınız; Sayın Süleyman Soylu? O vakit spora siyaset karışmasında mahzur görmediniz mi?

KİMİN YAPITI BU?

Bırakın artık insanların aklı ile alay etmeyi. O beşerler sizin üzere siyaset yapmıyor, yaşanan acıları en derin biçimde yüreklerinde hissediyorlar.

Spor kamuoyunun güçlü okları üstünüze gerçek çevrilince amaç saptırmak için, bugüne kadar kurduğunuz yapının kulüpleri ortaya atılıp, demokratik protesto hakkını kullanan milleti vatan haini ilan edecek, biz de seyirci kalacağız buna o denli mi?

Hepimiz için değerli olan olağan ki vatan, alışılmış ki millet. Fakat bu telaffuz kullanılarak yapılan fahiş, affedilemeyecek yanılgıların örtbas edilmesi artık mümkün değil. Zira mızrak çuvala sığmıyor.

Tüm olanlardan sonra protestolar nedeni ile maçların seyircisiz oynanmasını önermek ise sportif cehaletten öte bir durum. Neyse ki artık siyasi erk bile teklif sahibini ciddiye almıyor da fahiş bir yanılgı daha yapılmıyor.

Son cümle de açıklama yapan ya da ‘mış’ üzere yapan kulüplere; bilhassa de Rizespor’a: Açıklamanızdaki ağır hakaretleri vatanını ve milletini seven bir sporsever olarak şiddetle reddediyor, fazlası ile size iade ediyorum.

Fatih Söylemezoğlu