Arda Güler’in 51. dakikadaki harikulade golü skoru 2-0 yapmış olsa da, bu dakikaya kadar İstanbulspor karşısında 50 bin taraftarının dayanağına karşın oyun olarak hiçbir gelecek vaad etmeyen bir Fenerbahçe izledik.
Maç boyunca topu soldan sağa, sağdan sola ağır ağır dolaştıran Fenerbahçe, merkezden rakibi zorlayacak tek bir atak bile yapmadı. Olağanda topa sahip olan ekip, rakibi topun peşinden koşturur yorar ve uygun durumda tehlike yaratır. Fenerbahçe’de bu tam zıddı oluyor. Atak istikametini değiştirirken Fenerbahçeli oyuncular topun peşinden daha çok koşuyor ve nihayetinde ya top kaptırılıyor ya da cılız bir atakla atak sonlanıyor.
Travma fırsatını yeniden tepmediler
Haftalardır makûs oyuna karşın uzatmalarda kazanan ve şampiyonluk yarışına tutunan Fenerbahçe’nin lastiği bir yerde patlayacaktı. Fenerbahçe’deki durumun ‘yalancı bahar’ olduğunu söyledik. Galatasaray’ın puan kaybettiği haftada, küme düşmemeye oynayan ve dört futbolcusu eksik olan zayıf rakibine karşı konutunda puan kaybetmek, olabilecek senaryoların en ağırıydı. Fenerbahçe, topluluk olarak travmatik bir gece yaşama ‘fırsatını’ yeniden tepmedi…
Jesus’u durduran şey neydi?
Jorge Jesus birinci değişikliklerini 75. dakikada yaptı. O sırada İstanbulspor skoru 2-2 yapmış, Valencia’nın mucize yarattığı durumda Joao Pedro 71’de durumu 3-2’ye taşımıştı. Bu dakikaya kadar Jorge Jesus’u, oyuna müdahale etmemesi için durduran şey neydi anlamak güç. Oyuna giren oyuncuların ekibe güç katması gerekirken temposu uygunca düşen Fenerbahçe, uzatmalarla birlikte 30 dakikayı vakit geçirmeye çalışarak oynadı.
Şampiyonluğa oynayan bir ekip, 50 bin taraftarının önünde 3-2 üstünken son 30 dakikayı yalnızca top çevirerek oynar mı? Haydi oynasın diyelim, e onu da beceremiyorsun…
Oyuncuların üzerindeki baskı ve dert, 90+6’da umutlara bir hançer üzere saplanan golle kabusa döndü.
Maç sonu saha ortasında grubu toplayan ve haklı reaksiyon gösteren taraftara el kol yapan Jorge Jesus, bu liderlik gösterisini maç öncesi soyunma odasında yapacaktı.
Ligin son sırasındaki üç ekibi konutunda yenememişsin, derbi kazanamıyorsun, Kadıköy’de gelen 3 atıyor, giden 5 atıyor. Evvelden Kadıköy cehennemi denen yer bir bilmeceydi. Fenerbahçe artık herkesin lisanındaki bir tekerleme oldu.
Kaynak: Sözcü